Her insan bir kültür içinde doğar. Bu kültürü ise çevrenin fiziksel sosyal ve ekonomik şartları şekillendirir. Aşıklık geleneği, bizim edebiyat tarihimizde 16.yüzyıldan itibaren görülen halk edebiyatımızın önemli bir şubesini oluşturmaktadır. Bugün hala yaşayan kültürel değerlerimizden olan Aşıklık geleneği çeşitli kurumların desteğiyle ayakta durmaya çalışmaktadır

Aşıklık edebiyatı, ozan baksı geleneğinin İslamiyetten sonra tasavvufi düşünce ile Osmanlı yaşama biçimi ve kabulleriyle birleşmesinden doğmuştur. 

Aşık hem döneminde hem de sonraki dönemlerde sesini geniş kitlelere duyurmuş bir sanatçıdır. 

Aşık yaşadığı kültürel ortamla iç içedir. Âşık şiiri toplumun ihtiyacına bağlı olarak ortaya çıkmıştır. Toplum bilinciyle Aşık şiiri arasında bir bağ vardır. 

Aşık Gürkani günümüzün yaşayan usta Ozanları dan biridir 

Şiirlerin de  daha çok 7,8,11,14, 15 hece ölçüsünü kullanmaktadır. 

Toplumsal değerler konusunda hassas olan Aşık Gürkani şiirlerinde dikkat çeken yönlerden biri sosyal konuların yoğunluğudur. 

Bu yüzden bir çok şiirinde yol gösterici veya tentik eder bir eda vardır. 

Aşık Gürkani’nin  doğup büyüdüğü zamanı ve makanı dikkate aldığımızda. Aşık Gürkani’nin içinde doğduğu kültürel ortam ilgisi ve yeteneği 

olan kişinin Aşık olması için gayret uygundur. 

Bir Aşığı besleyen kaynak her şeyden önce kendi yaşantısı ve kendi hikayesidir. 

Bunun yanında Aşıkların sanatlarına ve hayatlarına baktığımızda besledikleri temel kaynak gurbet, acı, yokluk, hasret, milli ve manevi değerler olduğunu görmekteyiz. 

Aşıklar bir insanda olması gereken özelikleri şiirlerinde belirtmişlerdir. 

ANLAYAMADIM 

Otuz beş yıl önce böyle idim ben

Yıllar eskitmiş de anlayamadım

Gençliğim yaşardım yudum, yudum ben

Haller eskitmiş de anlayamadım

Sıladan ayrıldım gurbete düştüm

Keyfimden değildi mecburen göçtüm

Tabanlara kuvvet yollara düştüm

Yollar eskitmiş de anlayamadım

Harmanı bıraktım çürüdü yabam

Köyümde yatıyor anam la babam

Bir meyve vermekti yegâne çabam

Dallar eskitmiş de anlayamadım

Yemek içmek yatmak gezmek vesair

Amaç onlar değil tabi ki hayır

Yaşam için gezdim durdum dağ bayır

Çöller eskitmiş de anlayamadım

Beni çok mu sevmiş bilmem bu çile

Ne yana gittimse o benim ile

Yağmur oldum yağdım karıştım sele

Seller eskitmiş de anlayamadım

Gürkani’der noktaladım yazımı

Bu kadar anlattım size gezimi

Kucağımdan düşürmedim sazımı

Teller eskitmiş de anlayamadım

Âşık gürkani

       AŞIK ENVER GÜRKANİ BİYOGRAFİSİ 

Enver Gürkan, 1948’de Kars’ın Sarıkamış ilçesine bağlı Başköy’de doğmuştur. İlkokulu bitirmeden okulu bırakmak zorunda kalan Gürkan, pek çok işte çalışmasına rağmen asıl mesleğinin âşıklık olduğunu ve ailesinin geçimini bu meslekle sağladığını belirtir. Gürkan, saz çalmayı kendi çabasıyla öğrendiğini, âşık meclislerinde âşıklarla atışarak kendini daha da geliştirdiğini söylemektedir. Karacaoğlan, Köroğlu, Pir Sultan Abdal, Ercişli Emrah, Âşık Sümmani, Âşık Şenlik, Âşık Veysel ve birçok ustadan feyz aldığını, bu kişileri kendisine üstat olarak gördüğünü belirtir. Enver Gürkan şiirlerini okullarda, şölenlerde, şenliklerde, yaylalarda, üniversite programlarında, kahvehanelerde, büyük toplantılarda, âşık meclislerinde, televizyon ve radyo programlarında icra eder. Gürkan, kahvehaneleri mektep olarak görmekte ve geleneğin devamı için önemli merkezler olarak bilinmesi gerektiğini söylemektedir. Ayrıca Âşık Gürkan, pek çok etkinliğe katılmış ve çeşitli ödüller almıştır. 

Enver Gürkan’ın şiirleri incelendiğinde öncelikle onun köyüne karşı duyduğu ilgi dikkat çekmektedir. Gürkan’ın şiirlerinde sevda konusu önemli bir yer tutar. Bununla birlikte zaman zaman sevgilisine duyduğu sitemi de dile getirmektedir. Yine Enver Gürkan’ın şiirlerinde hayatın zorluklarına karşı yapılan sitemlerin yanı sıra tasavvuf konulu şiirler de görmek mümkündür.

başladı. Anadolu halk aşıklarının bilinen gurbetçilik serüvenine Gürkani 15 yaşında köyünü terk

ederek başladı. Gürkaninin bir özelliği de kendi eserlerinden başka birinin eserlerini okumamasıdır. Ve Aşıklık geleneğine çok bağlı kalmasıdır. Öyle ki

bu geleneği yaşatmak gençlere ve halka tanıtmak için yıllarını harcamıştır. Yurt satındaki okulların çoğuna gitmiş öğrencilere yönelik programlar

yapmıştır. Toros yaylalarında her yıl düzenlenen şenliklere ve Konya aşıklar bayramına katılmıştır. Birçok dereceler almış ve ödüller kazanmıştır.

T.B.M.M ince kendisine şilt verilen ozanımız. Özgün eserleri yanı sıra kendince süsleyip ortaya koyduğu halk hikayelerini araştıran derleye ve köşe

yazarlığı yapan bir ozanımızdır. Sazını omzuna alarak sahnede ayakta program yaparken adeta kartallaşmaktadır. Antalya’da halk edebiyatları ile

uğraşanları Aşıkların bir araya gelip bir güç oluşmaları kalıcı çalışmalar yapmalarını senelerdir arzulayan Gürkani kısa adıyla bilinen ANHAD

Antalya halk aşıkları dayanışma derneğinin kurucusudur.

HABER: Özkan Güli

İPEK YOLU HABER/ İSTANBUL