İpek Yolu Haber Ajansı

İpekyolu Haber Özkan Güli”den Halk Şairi İsmail Aydoğmuş Röportajı

Halk Şairi İRADİ İsmail Aydoğmuş; "SANATÇI SEVGİ İNSANIDIR. ŞAİRLİK OZANLIK İNSANA, HAYVANA, DOĞAYA SEVGİ VE SAYGI GEREKTİRİR"



 

Merhaba değerli dostlar

Ben İpekyolu Haber’den Özkan Güli. Değerli konuğum, birçoğumuzun yakından tanıdığı şair, gazeteci-yazar, Düşler Dünyası Kültür Sanat Topluluğu başkanı, İRADİ mahlasıyla yazdığı şiirleriyle türküleriyle tanıdığımız İsmail Aydoğmuş.

 

Bugün konuğumuzla Şiir Müzik ve Ozanlık Geleneği üzerine söyleşeceğiz. Konuğumuzun şairlik, ozanlık, sanat hakkında bilgi ve tecrübelerini dinleyerek hoşça vakit geçireceğiz.

 

 

 

İpekyolu Haber - Öncelikle hoş geldiniz. Kurban Bayramınızı kutluyorum. Okurlarımızın, izleyenlerimizin sizi tanıması için kısa hayat öykünüzü anlatır mısınız?

 

 Bir 1 kişi ve şunu diyen bir yazı ’BEYLİKDÜZÜ BELEDİYESİ t’ görseli olabilir

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş - İpekyolu Haber’in beni konuk almasından dolayı sizlere teşekkürlerimi sunuyorum. Kurban Bayramı dolaysıyla ben de değerli halkımızın Kurban Bayramını kutluyorum.

Bayramlar, insanları bir araya getiren önemli günlerimizdir. Böylesi günlerde yardımseverliğimize, dayanışmalara daha yakından tanık oluyoruz. Unuttuğumuz, ihmal ettiğimiz büyüklerimiz, akraba ve yakınlarımız başta olmak üzere birçoğunu yeniden hatırlayarak, hal hatırlarını sorarak, onlarla yeniden temasa geçmenin mutluluğunu yaşıyoruz. Küs olanlar barışıyor, yeniden bir olmanın, eski günlere varmanın yolu da açılmış oluyor. Bu nedenle dini bayramlarımıza çok önem veriyorum. Milli bayramlarımızda olduğu gibi dini bayramlarımızda da insanlarımızın iletişimi, dayanışması, kaynaşması en üst seviyeye çıkıyor.

Zor dönemlerden geçtiğimiz şu zamanlarda kurbanını paylaşarak, dayanışma gösteren halkımıza teşekkür ediyorum. Giderek zorlaşan hayat şartlarından dolayı büyük çoğumuzun evlerine et giremez hale gelmiştir. Kurbanını paylaşanların dayanışmanın ve yardımseverliğin en güzel örneklerini verdikleri kanaatindeyim. Tabii ki dileğim ve en iyi çözüm herkesin işinin, aşının olması ve her türlü ihtiyaçlarını alın terleriyle karşılamasıdır.

 

Ben Halk şairi İsmail Aydoğmuş, 1958 Sivas Divriği doğumluyum. Bir zamanlar Divriği de şimdiki Belediye önündeki türbenin bitişiğinde 1980’e kadar Fırıncılık yapan Mehmet ve Sabriye Aydoğmuş çiftinin en büyük oğluyum. Evimiz Hüseyin Gazi’nin altında Hasan Deresi’ne bakardı. Babam akşamları çocuklarını yanına toplar, yemekten sonra bize radyo dinletir, plak çalar, küpten yapılma dümbeleğiyle türküler söyler, bize de söyletirdi. Çamşık ozanlarımızın, Ali Kızıltuğ’un, Celal Yılmaz’ın, Yoksuli, Mahzuni, Daimi… gibi ozanlarımızın plaklarıyla büyüdük. Ben de kendimce şiirler yazmaya başlamıştım. Ortaokulda Cemalettin Çaylı hocanızın şiir yarışmasında 2. oldum “Alev Alev” adlı F. B. Kenyon’un kitabını ödül olarak aldım. Bu benim için teşvik edici oldu. O gün bu gündür şiir yazıyorum. Kültür Bakanlığı kayıtlı “Halk Şairi”yim. Okunan 30’a yakın eserimle söz yazarı olarak MESAM üyesiyim. Birçok tv de şiir müzik ve tarih üzerine programlar yaptım. Şu an Trakya Türk Tv ve İstanbul Tv’ de ortak yayınlanan “İsmail Aydoğmuş İle Düşler Dünyası” programının yapımcısıyım.

Gönüllülerden oluşan, hiçbir çıkar gözetmeyen, güzel Türkçemize ve edebiyatımıza iz bırakanlardan oluşan Düşler Dünyası Kültür Sanat Topluluğu platformunun 7 yıldır başkanlığını yapmaya çalışıyorum. Şair Ozan ve sanatçı arkadaşlarımızla her ayın son Pazar günü Beylikdüzü Beylicium da Sn. Belediye Başkanımızın bize tahsis ettiği tiyatroda bir araya gelerek hiçbir karşılık almadan sanatımızı paylaşıyoruz. Pendik’ten Gebze’den Silivri’ye kadar her yöreden gelen sanatçılarla buluşmak insana bir başka haz veriyor. Pandemi dolaysıyla ara verdiğimiz toplantılarımıza Kasım 2021 den sonra devam ettik.

Bu arada sekiz ayı özetleyecek olursak Amasya Erkonaş Baba etkinliklerine, Eskişehir Battal Gazi, Sücaeddin Veli, Antalya Elmalı Abdal Musa Etkinlikleri, Topkapı Türk Mahallesindeki Kardeşlik Yörük Türkmen Derneği’nin 10 Kasım ve Yörük Türkmen 1. İstanbul Toyu’na katıldık. Avcılar da Avcılar Belediyesi öncülüğünde Sanat Parkı’nda çok güzel bir “Anneler Günü” etkinliği yaptık.

 Geleneksel olarak yaptığımız Gülhane “Aşık Veysel” ve Karacaahmet “Aşık Daimi” anmalarına yeni dostlarımızı Mesam’ı da kattık. Nesimi Çimen’i 2 Temmuz da mezar başında andık.

Her hafta yaptığımız TV programımızda arkadaşlarımızı tanıtma fırsatı buldum. Bu arada sizin İpekyolu Haber Sitenizden plaket, ayrıca “Osmaniye” Şiirimden dolayı Osmaniyeli İş insanı Osman Duman’dan kristal kupa ödülü aldım. Ayrıca “Hacı Bektaş Öğretileri” yarışmasında yazdığım şiirim Kardelen Sanat Derneği ve Divriği Bayırlı Köy Derneği’nden birincilik ödülü aldım.

 

 

 

İpekyolu Haber - Sizce çağımızın en büyük sorunları nelerdir?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Çağımızın en büyük sorunlarının altında enerji kaynakları ve pazar alanlarının paylaşımı yatmaktadır. Küresel ısınmadan dolayı gıda kaynaklarının üretiminin azalması, paylaşımdaki adaletsizliğin artmasıdır. Dünya hâkimiyeti peşinde koşan küresel güçler, bölgesel savaşlarla insanlığı hedef almış, elinde bulundurdukları iletişim araçlarıyla geniş çoğunluğu yönlendirmekte ve sömürmektedirler. Yıllardır varsılların adaleti yoksulları köle almaktadır. Bu konu biraz siyasetin alanıdır. Ben sanattan yanayım. Emekten yanayım.

 

 

İpekyolu Haber - Şiir nedir? Şair kime denir? Herkes şair olabilir mi?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Şiir, seçilmiş sözcüklerin belirli bir düzen içerisinde, insanın estetik beğenisini yükselterek, hayattan haz almamızı sağlayan bir edebi yapıttır. Şiir, aynı zamanda insanı bilgilendiren, duygularını yükselten, müzikle birleştiğinde yaşam sevincimizi sağlayan bir eserdir. Şiirdeki gizli imgeler gerçek dünya ile düşsel dünyamız arasında bizleri gezdiren bir yapıttır. Şiir insanı insanlaştıran terfi ettiren bir edebi olgudur.

 

Bazıları “şair olunmaz doğulur” derlerse de bence bu çok doğru bir yaklaşım değildir. Şairliğe soyunan, ya da içindeki duyguları ana dilinde en damıtık sözcüklerle anlatan kişilere şair denilir. Bence şiire yönelip, eser veren herkes şairdir.

Şairim diyen her kişi iyi şair midir, vasat bir şair midir? Buna ancak onu okuyanlar, ya da dinleyenler karar verirler. Önemli olan o kişinin yüreğinden ürettiği eserlerin halk tarafından, halkın kalbinde kabul görmesidir. Kartvizitine şair yazmakla, para harcayıp kitap bastırmakla şair olunmaz. Bu yolda enerji harcayıp, kartvizit çıkarıp kitap basan dostlarıma saygı duyuyorum. Önemli olan hatır için de olsa satın alınan kitapların rafları süslemekten öte okunması ve o eserlerin halkın ezberine geçmesidir.

Evet herkes şair olur ama önemli olan o sıfatın altının doldurulmasıdır. Şiir kurallarına uymayan, hecesi kafiyesi bozuk şiirleri okuyucuya dayatmak da çok doğru değil. Bazı arkadaşlar bu konuda ustalardan destek almalıdır. Hiç kimse annesinin karnında şiir öğrenmez. Öğrenmenin yaşı yok. Ben bile bu yaşımda çok kişiden çok şey öğreniyorum. Atalarımız “Bin biliyorsan bir bile danış” diye boşa dememişler.

Sanatçı sevgi insanıdır. Şairlik ozanlık insana, hayvana, doğaya sevgi ve saygı gerektirir.

 

İpekyolu Haber - Şiir ve müzik tarihi konusunda neler anlatmak istersiniz?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Şiirden önce müzikten bahsedebiliriz. Doğanın bir müziği vardı. Daha diller ortaya çıkmadan önce insanoğlu doğadaki suyun şırıltısını, hayvanların seslerini taklit ederek, çeşitli ağaç ve küdüklere vurarak, taşı taşa vurarak doğadaki müziği yakaladı. Sonra onları bir ritim içerisinde canlandırdı. Giderek diller ortaya çıktı dilek ve isteklerini, acılarını, ağıtlarını bu sesler ve sözlerle dile getirdi. Şiir, dillerin gelişmesi ve müziğe söz, güfte olmasıyla ortaya çıktı ve gerçek değerini buldu.

 

 

İpekyolu Haber - Bir şair, bir sanatçı, bir ozan nasıl olmalıdır?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Bir şair bir ozan öncelikle edebi konular başta olmak üzere okuyup öğrenmeli bilgisini geliştirmelidir. Şimdiye kadar yaşamış ozanlardan şairlerden onların yazdıklarından haberdar olmalıdır. Dünyadaki ya da bölgesindeki gelişmelerden haberdar olmayan bir kişinin yazdığı şiir de yavan kalır. Tavsiyem, okuyacağız okuyacağız okuyacağız hem de çok yönlü okuyup kendi bilgimizi terfi ettireceğiz.

 

İkincisi şair ve ozanlar halka ağlayan değil, umut ışığını gösteren kişiler olmalıdır. Ben de bu konularda yeterli değilim.

 

Üçüncüsü “halktan öğrenmeden öğretmen olamayız.”  Asırlar önce söylenen bir şiirin bugüne taşıdığı mana ve derinlik karşısında günümüz şairlerinin sözlerinin kifayetsiz kalması bizim hayatı tam anlayamamız ve hemen tüketmemizin, dar bir bilgiyle büyük işlere soyunmamızın sonucudur.

Bu durumu düzeltmek için hayatı çok yönlü sorgulamalı ve doğru dürüst yaşamalıyız. Eline beline diline sahip olanlar hem bunu yaşamış hem de üretmişlerdir. Kelime oyunlarıyla bu işler olmaz.

Pir Sultan Abdal’ın şu eserinden alacağımız çok dersler olmalıdır.

 

                “Mecliste arif ol kelamı dinle

                 El iki söylese sen de bir söyle

                 Elinden geldikçe sen iyilik eyle

                 Hatıra dokunp da kırıcı olma”

 

 

İpekyolu Haber - Halkla iletişimde, sahnede, şairler, ozanlar, sanatçılar nasıl davranmalıdır?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Öncelikle şair kişi halka en saygılı örnek kişidir. İnsana yukardan bakan halkı küçümseyen, sadece kendisini önemseyen kişiler bırakalım sanatçı olmayı insan bile olmazlar.

Sanatçı kişi, alçak gönüllü, fedakâr, karşısındakine değer veren, insanları dinine ırkına cinsiyetine göre ayırmayan, sözleriyle topluma ışık olan, onları aydınlatan kişidir. Sanatçı halktan öğrenen kişidir aynı zamanda. Öğrenci olmadan öğretmen olunmaz.

 

 

İpekyolu Haber - Şair ozan sanatçılar siyaset yapmalı mıdır? Bu konudaki tecrübeleriniz nelerdir?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – İnsanın her davranışı bir siyasetin ürünüdür. Siyasetsiz insan olmaz. Ama Sanatçı bir politikacı değildir. Kişi sanat yapıyorsa onun şiiri türküsü müziği her siyasi eğilimden kişilerce dinlenip kabul görüyorsa işte o zaman gerçek sanatçıdır. Sanatçı siyasetçilerin maşası değildir olmamalıdır.

Ben beş yıldır siyasetten uzağım. Bir siyasi kimlik içerisinde olmak diğerleriyle ters düşmek olur.  Benim siyasetimde vatanımıza, bayrağımıza, sınırlarımızın bütünlüğüne, yasalarımıza, Atatürk ilkelerine, dini inançlara saygılı olmak var. Çalışmak ve üretmek var. Kişi haklarına saygılı olmak, kimseyi incitmemek, kültürümüze sahip çıkmak var. En hassa olduğum konu askerimize kurşun sıkıp şehit eden her türden teröristlerdir, bölücülerdir. Düşler Dünyasının ana ilkeleri bu yöndedir. Sanat birleştirici olmalıdır. Sevgi sunmalı, saygı sunmalı, saygın olmalıdır.

 

 

İpekyolu Haber - Ozanlık geleneği ne demek, Halk ozanı, âşık kime denir?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – “Ozan” sözcüğü Oğuzca da “Ozgan” sözcüğünden gelmektedir. Ozan, yol gösteren aydınlatan kişi demektir. Elinde kopuzuyla, çöğürü, üç telli curasıyla doğaçlama çalıp söyleyen, sözleriyle topluma yön veren onları eğlendiren kamlar, baksılar Anadoluya geldiklerinde ozan olmuşlar âşık olmuşlar tıpkı Dede Korkut atamız gibi yeni doğanlara isim vermişler, gerektiğinde Lokman Hekim olmuşlar, sazın sözün sultanı olmuşlar.

Âşık olmak hakka sevdalanmak, hakkın var ettiği güzele gönül vermek demek. Bir güzele gönlünü kaptıran aşığın da dili bülbül olur. Halk ozanları, âşıklar bir yandan geçmişte söylenen türküleri aktarır, kendi içinden geçenleri de topluma yansıtırlar.

Âşıklık geleneğinde bazı âşıklar ya bir güzeli rüyasında görür, ya da ak saçlı bir pirle karşılaşır. Âşıkların anlattığına göre bade sunan elma veren güzele âşık olurlar. Bu gelenekte daha çok usta çırak ilişkisi ağır basar. Söz söyleme, hikâye anlatma geleneğini bu ustalardan öğrenirler.

Bazı kişiler âşıkları sistemi savunmakla, halk ozanlarını da sistemle kavga eden insanlar olarak tanıtmakta ve bir birinden ayırmaya çalışmaktadır. Bu yaklaşımı doğru bulmuyorum. Elbette Pir Sultan Abdal, Köroğlu, Dadaloğlu yöneticilerle kavgalı olsalar da çok büyük bir lirizmin ürünüdürler. Yanı âşıklar halk ozanları sevgi sunan değerlerimizdir. Halkımız onların eserlerini dilden dile aktararak bugüne getirmişlerdir.

Elinde sazıyla diyar diyar gezen söyledikleriyle toplumun gönül telini okşayan, âşıklar ozanlar her zaman halktan saygı görmüş kişilerdir. Bu kişilerin yaşattığı yola âşıklık ozanlık geleneği diyoruz. Aşık Sümmani’ler, Aşık Ruhsati’ler, Aşık Çobanoğlu, Aşık Veysel, Aşık Daimi, Aşık Mahzuni daha binlercesi… hepsi bizim değerlerimizdir. Onlar arasında ayrım olmaz.

 

 

- Saz ve Tekke Edebiyatı konusunda düşünceleriniz? Halk Bilim çalışmaları ve şair ozanlara düşen görevler nelerdir?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Halk Bilim çalışmaları çok önemli, başta kendi yöremin şairlerinden ozanlarından Höbekli Aşık Mahmut Fedayi, Şair Süleyman Giryani, Kusuri gibi ozanlarımız hakkında araştırmalar yapıyorum. El yazması cönkleri okuyabilmek için Osmanlıca kursuna gittim. Kütüphanemde yaklaşık 5000 civarında kitabım var. Yıllardır okuyan araştıran biri olarak. En son “Divriği Ağıtları”nı bir araya getirdim.

Saz ve bağlama halk ozanlarının en önemli dostu arkadaşıdır. Şairin kalemi gibi..  Yıllarca merkezi sistemin düşmanı olarak görülmüşlerdir. “Şeytan bunun neresinde” diyen Aşık Dertli’nin isyanı sazı şeytan olarak görenleredir.

 

Alevi Bektaşi edebiyatında sazın yeri çok önemlidir. Cemler nefesler duvazlar o hakkın dilini konuşan sazla olur. O konuşan kurandır.

 

Her ozan, her şair, tarihini araştırıp okumak, gizli kalmış değerlerini gün yüzüne çıkarmakla yükümlüdür. Atalarımız ne demiş “Geçmişi olmayanın geleceği olmaz”.

 

 

İpekyolu Haber - Ozanları neden önemsiyorsunuz, Onları anmanızdaki amaç nedir?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Düşler Dünyası Kültür Sanat Topluluğu olarak bizim kültürümüzü var eden ozanlarımıza sahip çıkıyor, onları mezarları başlarında ve salonlarda anıyoruz. Çünkü ozanlar Öztürkçemizi yüzyıllar ötesinden bu güne ulaştırmış ve birlik beraberliğimizi sağlamış kişilerdir. Bir Aşık Zevraki, Bir aşık Yener, Bir Aşık Daimi, Ozan Muhlis Akarsu, Aşık Mahzuni, Aşık Özlemi Aşık Meçhuli daha yüzlercesi… bizim kültürümüzün markalarıdır. Daha binlerce tarihin gizli hazinesi olan keşfedilmemiş ozanlarımız bulunmaktadır.

Yaşarken bizlerle olup şimdi hakka yürüyen Ozan İcadi İsmail Büyüktaş, Ozan Hüseyin Özperçin, Şair Yusuf Karabulut, Hüseyin Şaraldı, şair Süleyman Metin, Ozan Ali Doğan, Şair Mehmet Ak, Şair Akif Ocakçı, Aşık Ekberi Gülbaş, Aşık Haşimi Aslıhyak, Aşık Ummani Battal Erden … Sayısız şair ve ozanımız, onlarla biz varız.

 

 

İpekyolu Haber - Sizce ozanlık geleneği ölüyor mu?

 

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Topluma medya tarafından dayatılan popüler kültür ozanları kendi iletişim kanallarından uzak tutmaktadır. Bu bilinçli bir yok saymadır. Bu kadar saldırı ve tecrite rağmen yine de halkımız sazı bağlaması ellerinde kurslara gitmekte, türkülerimizi deyişlerimizi nefeslerimizi söylemektedir. Halk öldü mü ki halkın ozanlık geleneği de ölsün.

 

 

İpekyolu Haber - Dostlarımıza tavsiyeleriniz nelerdir?

 

Halk Şairi İsmail Aydoğmuş – Kendi kültürümüze kendi edebiyatımıza sahip çıkalım. Sizlerin yaptığı bu röportajın bu anlamda önemli olduğunu düşünüyor size ve haber sitenize teşekkür ediyorum.

 

İpekyolu Haber - Katılım ve paylaşımlarınızdan dolayı teşekkür ederiz.

Bir 1 kişi ve şunu diyen bir yazı ’Sn;İsmail AYDOĞMUŞ/İRADİ Halk Şairi-Yazar-Program Sunucusu Düşler Dünyası Kültür Sanat Topluluğu Başkanı Türk Dili Edebiyat ve Kültürüne katkılarınızdan dolayı teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim. İSTANBUL 2022 Özkan GÜLİ İpekyolu Medya Grubu Marmara Bölge Müdürü’ görseli olabilir


Röportajı : ÖZKAN GÜLİ 

İPEK YOLU HABER İSTANBUL

Yorumlar

Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz