Son 14 yıllık süreçte, ülkemizin dış ilişkilerindeki tutumları ekonomimiz üzerinde belirleyici rol oynamıştır. Bundan 6 yıl öncesine kadar sıfır sorun anlayışımızla hareket edilmiş olup ekonomiye yansıması da ihracat ve turizm açısından çok büyük ivme kazandırmıştır.

Fakat hem dünya genelinde konjektörel gelişmeler ve Arap Baharı adıyla lanse edilen Orta Doğu'daki keskin gelişmeler ülkemizin jeopolitik konumu itibariylede merkezde olmasıyla bir anda dış ilişkilerimizin de farklı bir sürece dahil olmasına sebebiyet verdi. Arap Baharının ülkemize etkisinin nedenli büyük olduğunun yeni yeni farkına varıyoruz. Bu süreçte her ne kadar ekonomi enstrümanlarını farklı pazarlarda kullanarak en az hasarla atlatmaya çalışsak dagelinen noktanın ve yaşanan gelişmelerin durmadan değişken olması dış ilişkilerimizin de yeniden yapılanmasının gerekliliğini ortaya çıkardı.

İsrail ve Rusya ile her ne kadar siyasi görüşlerimizin ve çıkarlarımızın örtüşmese de yaşanan gerginliklerle ekonomik ilişkilerin bıçak sırtı gibi kesilmesi, durma noktasına gelmesi ülkemizi de olumsuz etkiledi. Coğrafyalarında güçlü ülke niteliğindeki bu denli ülkelerin siyasi krizlerden ötürü aldıkları kararlar birbirlerinin ana tedarikçileri olduğu bir çok sektörü ekonomik anlamda sıkıntıya uğrattığını en iyi şekilde yaşadık ve gördük.

Olayı bir çok şekilde değerlendirmek mümkün; İsrail'e karşı kazanılmış bir zafer ve tam tersi Rusya'ya karşı kaybedilmiş bir mağlubiyet gözüyle bakmak sadece duygusal bir yaklaşımdan öteye gitmemektir. Ekonomik çıkarlar ki sorun yaşadığımız ülkeler başta enerji,turizm ve tarım sektörleri üzerinde yoğun bir ilişki içinde olduğumuz ülkeler olduğunun altını çizmekte fayda var. Bu bağlamda siyasi veya duygusal olarak olayı nasıl değerlendirirsiniz bilmiyorum fakat ekonomi ilgili sektörlerdeki darboğaz ve sıkıntılı süreçlerin atlatılması açısından çok yerinde atılmış adımlardır.

Bundan sonraki süreçte kısa vadede yaşanan gelişmeleri de göz önüne aldığımızda dış ilişkilerde yeni bir dönemin başladığını ve ekonomi üzerindeki olumlu gelişmeleri de beraberinde getireceğini görmekteyiz.

SADETTİN BULUTOĞLU