İpek Yolu Haber Ajansı

ÜLKÜCÜLÜK PERSPEKTİFİNDEN 14 MAYIS 2023 SEÇİMLERİ ÖNCESİ MEVCUT DURUM ANALİZİ..

Ülkücülük Perspektifinden 14 Mayıs 2023 Seçimleri Öncesi Mevcut Durum Analizi" Türk milliyetçiliği, sosyolojik olarak incelendiğinde, doktriner bir yapı üzerinde kurgulandığını görmekteyiz. Başbuğ Alpaslan Türkeş’ inde, siyasetlerini temellendirdiği esaslar, “9 ışık milli doktrini” olarak görmekteyiz.


Bu milli doktrinin bir tanesi “şahsiyetçiliktir”.

Şahsiyetçilik, “ Türk –İslam ülküsünün, estetik ve diyalektik bakımından da üzerinde önemle durduğu bir anlayıştır. Ahmet Yesevi hazretlerinden günümüze gelen bütün “ulu-erenlerin” varlıklarının kabul görmesi, şahsiyetli davranışlarla sürdürdükleri yaşantılarıdır.

Adalet, terbiye, nezaket, feraset, cesaret, merhamet, cömertlik, metanet, bilgi, meşveret ve emin olmak gibi üstün insani meziyetleri sinesinde barındıran kişiler şahsiyetlidirler.

Korkaklık, nekeslik, zalim, fahiş, enaniyet,  müzevirlik, cimrilik gibi hasletlerden uzak yaşayan kişilerde şahsiyetli insan denmektedir.

Aynı frekanstaki insanlar, aynı ortam ve aynı atmosferde hayat bulurlar. Şahsiyetli kişilerin bir araya geldiği mekân ve atmosfere bakıldığında bunu görmek pekâlâ mümkündür.

Tabutluklarda yok edilmeye mahkûmiyetten, bu gün meydanlara sığmayan bir yapı, şahsiyetli duruş ve karakterlerle ulaşıldığını bilmek gerekir. Bundan endişe eden “şer gurupların” bu şahsiyet abideleri üzerinde oynadığı şeytani oyunları ve tezgâhları bozmak yine şahsiyetli insanlara düşmektedir.

Bir “medeniyet tasavvurunu” hayata geçirmek üzere yola çıkmış bu seçkin ve “tahir” topluluğu “necasetle” buluşturmadan özgün ve şahsiyetine uygun davranışlarla yoluna devam etmelidir.

Biliyoruz ki, “eğri cetvelle doğru çizgi çizilmez” her türlü necasete bulaşmış şahsiyetlerle yapılan ittifaklarda, mesafe kaydetmemiz mümkün değil… Yine biliyoruz ki, bir kuyudaki suya bir damla necaset bulaşsa, onun ile abdest alınmaz, içilmez, kullanılmaz. Bu itikadımızın gereğidir.

Mağlubiyet, bir mücadelede yeterli ve gerekli eğitim ve talim yapılmayışındandır. Mağduriyet, haklı olduğu halde, hakkının türlü şekillerde gasp ve verilmeyişidir. Mahcubiyet ise yaptığı işin utancını yaşamaktır.

Şahsiyetli insanlar, mağlubiyet karşısında neyi eksik yaptım diyerek kendilerini suçlarlar. Mağduriyet yaşayan şahsiyetli insanlar, hukuk ve muaşeretin, törenin gerektiği yol ve yöntemle haklarına ulaşmaya çalışırlar. Şahsiyetli insanlar kusurlu davranışlarında mahcubiyetlerini hakkın tazmini ve özürle kapatırlar…

Görebildiğimiz kadarıyla, saydığımız bu durumlar, siyaset erbabının hiç yanından geçmediği davranışlardır… Bu durum, milli terbiyeden ve milli şuurdan uzak yetişmiş olmaktan kaynaklandığıdır.

“Yüksek benlik duygusuna” sahip siyasetçiler, iktidarda iken sergiledikleri göstermelik davranışları, mevzileri ellerinden gideceğini fark ettiklerinde, her türlü fenalığı hesapsızca yapabilmektedirler. Yakın tarihte, Hitler, Mussolini, Franko, Saddam gibi emsal verilecek siyasetçiler bütün tazeliği ile hafızalarımızdadır.

14 Mayıs ta 28.dönem parlamento seçimlerine birkaç gün kaldı. Yüksek bir gerilim içinde sürdürülen propaganda çalışmalarında, istenmedik olayların yaşanması endişelerinin emarelerini yaşamaktayız.

Türk milliyetçileri, eskilerin deyimi ile “teenni” ile olayların sükûn bulmasını sağlamalıdırlar. Bu asalet ve şahsiyet eğitimi almış olmalarının gereğidir.

Siyasal İslam, “mandaterliğe” yakın bir anlayışın temsil edildiği bir gelenekten gelmektedir. Osmanlının son döneminde, İngilizlere sığınmak için fetva veren Şeyhul İslamlar ve Menderesin Amerika ile siyasal izdivacı ve kendisini Menderes geleneğinden geldiğini sayan, AP, ANAP ve AKP elbette CHP…

2002 de ABD nin Nevada çölünde yapmış olduğu askeri tatbikattaki hedef ülke olan Türkiye, BOP ’un son hamlesine hazırlık olduğunu bilebiliyoruz. Seçimin sonuçlarında doğabilecek kargaşayı gerekçe göstererek, her türlü müdahaleyi yapacakları hazırlıklar için stratejik bölgelerde askeri birliklerini konuşlandırdıklarını da biliyoruz. Bu kadar bilinenden sonra, seçimin mukadder neticesi ne olursa olsun, Şahsiyet eğitimi almış Türk milliyetçileri, ittifak içinde oldukları, gerilim taraflarını teskin etmek görevini yerine getirmelidirler. Yoksa diğerlerinden ne farkları kalır ki?

Türk milliyetçilerinin, kendi fikri eğilimler ile bu mücadelede, siyasi üstünlüklerinin farkında mı olmadılar yoksa bir el bu imkânı onlara kullandırmamak üzere oyuna mı getirdi? Bu husus, geniş bir zamanda tahlile muhtaç bir durumdur. Milliyetçi ruha sahip olanlar bunu gerçekleştirebilecek olgunlukta olduğuna inananlardanım.

Seçimin serencamı, seçim sonrası senaryoların iyiye doğru bir seyir içinde olmadığını göstermektedir.

AKP, İktidarı kaybetmesi halinde, elindeki mevzilerin kaybını göze alamayacağı, dolayısıyla iktidarı bırakmayacağı bir hazırlığı olduğundan bahisle, CHP propagandistleri milleti bilgilendirmektedirler. Daha ileri giderek, seçim akşamı, netice AKP aleyhine cereyan edeceği var sayılarak, taraftarlarının sokağa çıkmaması beyanatının “tahrik” nitelikli olduğu şeklindedir.

Sayın cumhurbaşkanının meydanlarda aşağılama, parmak sallama ve hakaret temalı konuşmalar, tahrik nitelikli beyanatlardır.

Kim kazanırsa kazansın;

Demokratik terbiye gereği, durumu kabullenmelidir. Zira onları çok ağır bir ekonomik tablo beklemektedir. Piyasada ekonomik istikrarsızlık, fiyat artışlarının önlenemez bir sürece girmiştir. Üretimde gerileme, eğitim ve adalette reform, göç meselesi, terör ve dış baskılar gibi milli meseleler gerilim ve kargaşaya tahammülü olmaz.

Bu meseleler, “şahsiyet fukaralarının” çözebileceği meseleler değildir. Onun için siyaset etiği açısından siyasete girecek vekillerin bizzat halk tarafından seçilmesi, halka karşı sorumluluk duygusunu yaşaması gerekmektedir. Parti genel başkanlarının isteğine uygun seçilen milletvekilleri millete karşı, sorumsuzca davrandıklarını 1980 den sonra yaşayarak gördük…

Demem o ki, şahsiyet ve şahsiyetçilik, siyaset erkinin olmazsa olmaz özelliği olmalıdır. Yalan, hile ve desise ile halkın yanlış bilgilenmesi (manipülasyonu), kaosun oluşmasını sağlayan faktörlerdir.

Siyasi beyanların temel argümanı, yanıltıcı yönlendirmelerdir. Rol model davranışların uygulanacağı şahsiyetli siyaseti millet hayatımıza Türk milliyetçileri sindire sindire kabul ettirmelidir. Ülkenin doğru yönetilmesi buna bağlıdır. Geleceğimizde…

Öğr. Gör. NESİM YALVARICI

 

Haber Atiye Danış

İPEK YOLU HABER BALIKESİR

Yorumlar

Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz