İpek Yolu Haber Ajansı

VELİLERE KARNE ÖNERİLERİ

VELİLERE KARNE ÖNERİLERİ

VELİLERE KARNE ÖNERİLERİ

2019-2020 eğitim ve öğretim yılı birinci dönemi nedeniyle 17 Ocak günü, bugün  karnelerini alacak öğrenciler karne heyecanı yasarken ,uzmanlar öğrencileri ve ailerini uyardı işte uyarılar.

Karne başarının tek göstergesi değildir. 
Karne, bir eğitim ve öğretim dönemi sonunda öğrenciye gösterilen bir kısım derslerden elde ettiği 
başarı durumunun göstergesi olarak kabul edilir. Karne günleri öğrencilik hayatının en önemli 
günlerinden biridir. Bir kısım öğrenciler için sevinç ve gurur kaynağı olan bu gün, bazı öğrenciler 
içinse üzüntü ve kaygı sebebi olabiliyor. Karne günlerinin korkulu rüya olmasında, ailelerin karneye 
belki de gereğinden fazla anlam yüklemeleri etkilidir. Karneyi başarının tek göstergesi kabul etme 
anlayışı, karne günlerini hem aile hem de çocuk için stresli hale getiriyor. 
Neden her çocuk yüksek notlarla dolu karne getiremez? 
Yüksek notlar aslında her zaman başarının göstergesi olmayabilir. Başarıyı iç ve dış başarı olarak iki 
yönlü değerlendirecek olursak; iç başarıyı, öğrencinin sorumluluk sahibi olması, azimli olması, saygılı 
sevilen birisi olması, güvenilir olması, dürüst olması vs. şeklinde değerlendirebiliriz. Dış başarıyı ise 
daha çok ölçülebilen ya da maddi değerlerle ifade edilebilen başarı olarak ele alabiliriz. Örneğin 
öğrencinin hangi dersten kaç puan aldığı veya çalıştığı işten ne kadar kazandığı gibi. Karneyi bu 
anlamda dış başarının bir göstergesi olarak kabul edebiliriz. 
Ailelerin, karnenin sağ tarafında bulunan davranış özellikleri ile ilgili bölümü pek dikkate almamaları, 
aynı şekilde pek çok öğretmenin de bu bölümü standart bir şekilde doldurmaları bunu ispatlar 
niteliktedir. Bu açıdan başarı kavramını tek bir ölçütle açıklamak mümkün değildir. Ancak aile için 
başarı çoğu kez yüksek notlarla dolu karne anlamına geliyor ve bu noktada umduğunu bulamayan aile 
çocuğu ile çatışmalara girebiliyor. Aslında okul başarısı pek çok etkene bağlı olarak değişmektedir. 
Çocuğun okuldaki başarısızlığı, zeka, kişilik özellikleri gibi bireysel farklılıklardan, öğretim 
sisteminden, anne-baba ve öğretmenin tutumlarından veya çevresel etkenlerden kaynaklanabilir. Aynı 
okulda aynı sınıfta, aynı öğretmenden ders dinleyen öğrencilerden kimisinin çok iyi notlar alması, 
kimisinin ise bir türlü iyi not alamaması bundan kaynaklanır. Dolayısı ile gerçekten ortada bir 
başarısızlık söz konusu ise, bunun tek sorumlusu çocuk olmamalıdır. 
Karneye yaklaşımımız nasıl olmalı? 
Çocuğunuzu kesinlikle tembel ya da başarısız olarak nitelemeyin. Çocuk da kendini bu şekilde kabul 
ederse başarılı olmak için gayret sarf etmez. Her karne dönemi sonunda bazı ailelerde yaşanan karne 
gerginliği, izleri ömür boyunca silinmeyecek yanlışlara yol açabiliyor. Öncelikle soğukkanlı ve sakin 
olunmalı. Ailenin karneyi değerlendirirken takınacağı tavrın, çocuğun daha sonraki okul başarısını 
etkileyeceği unutulmamalı. Karnedeki iyi notlar da görülmeli, sadece kötü notlara odaklanıp diğerleri 
görmezlikten gelinmemeli. Hatta yapacağınız yorumları iyi notlardan başlayarak yapmalısınız. Eğer 
anne-baba, eğitim yılı içinde okul ve öğretmenle yeterince işbirliği yapmışsa, çocuğunun sınıf içindeki 
seviyesini ve nasıl bir karne getireceğini zaten bilir. Buna rağmen hiç bilmiyormuşçasına karneyi 
gördüğünde hiddetlenmesi, çocuğu azarlaması yersizdir. Anne-babalar bu sonuç oluşmadan tedbir 
alırlarsa daha doğru bir davranış yapmış olurlar. Aksi halde yıl boyunca çocuğuyla hiç ilgilenmemiş, 
derslerini takip etmemiş, çocuğuna yeterli ilgiyi göstermemiş bir ailenin, kötü sonuçlardan tek başına 
çocuğu sorumlu tutarak öfkesini ondan çıkarması adilce bir davranış olmaz. Öğretmen ve okulla 
diyalogunuzu artırın. Başarıyı yükseltme adına nasıl bir yöntem izleneceğine birlikte karar verin. 
Çocuğunuza sevgi ve şefkat gösterip problemlerini çözmesine yardımcı olarak başarısızlığını telafi 
etme ve kendisini affettirme yolları gösterin. ”Sen yapamazsın, başarısızsın, bir şey beceremezsin” gibi 
olumsuz ifadeler yerine “ben sana güveniyorum, sen istersen başarırsın” şeklinde olumlu ifadeler 
kullanın. 
Anne baba tutumları başarıyı etkiliyor. 
Anne babanın çocuğa yaklaşım tarzı başarısını önemli ölçüde etkilemektedir. Aile içi ilişkilerin 
dengeli ve düzenli olması, çocuk için iyi bir model oluşturmaları, disiplin anlayışları, ilgi ve alakaları 
çocuğun başarısını olumlu etkiler. Ailelerin çocuklarını yetiştirirken takındıkları tutumlar kişiliğini, 
hayata bakış tarzını, başarısını etkiler. 
Katı bir disiplin anlayışının olduğu ailelerin çocukları, baskı altı da kendilerini ifade etmede 
zorlanırlar. Kendine güven duygusu, cesaret gibi pek çok olumlu özellik baskı altında gelişemez. Bu 
öğrenciler derslerde bildikleri halde soruları cevaplayamama, sınavlarda fazla stresten gerçek 
performanslarını ortaya koyamama, anlatım ve ifadede zorlanma, derste yeterince aktif olamama, 
çekingenlik gibi davranışlar gösterebilirler. Bu tip öğrenciler ailelerinin beklentilerini 
karşılayamamaktan veya eleştirilerinden çekindikleri için karne stresini yoğun olarak yaşar.

Güven verici, destekleyici, sevgi, hoşgörü ve anlayışının hakim olduğu aile ortamında çocuğun 
sorumluluk duygusu, kendine güveni gelişir. Çocuk ailesinin kendisine olan güveninin sevgisinin 
farkındadır, sorumluluklarını bilir, kendini her ortamda ifade eder. Böyle bir ortamda yetişen çocuk 
genellikle başarılı olur, ancak tersi bile olsa ailenin ilgisi, desteği ve olumlu yaklaşım tarzıyla 
başarısızlık çözümlenebilir. 
Tatil nasıl değerlendirilmeli? 
Tatillerin aile içi ilişkileri yakınlaştırma ve birlikte geçirilen zamanı artırma yönünde de önemli olduğu 
bilinmektedir. Özellikle çalışan anne ve babaların izin dönemlerini çocuklarının tatil döneminde 
kullanması sınırlı aile içi etkileşimi artıracaktır. Aile üyelerinin hep birlikte geçireceği bu tatil 
dönemlerinin iletişim, çocuklarına model olma, onları tanıma ve gelişimlerini görebilme açısından da 
yararları olacaktır. Beraber geçirilen ortak zamanlar çocukta önemli olduğu duygusunu oluşturur. 
Bu açıdan bakıldığında, ebeveynlerin yapası gerekenleri sıralayacak olursak; 
 Tatilin, öğrencilerin dinlenmesi ve eğlenmesi için verilen bir zaman dilimi olduğunu 
unutmayın. 
 Karnesindeki zayıfları sürekli çocuğa hatırlatıp, herkesin yanında küçük düşürerek tatilini zehir 
etmeyin. Zayıf dersi var diye her etkinlikten mahrum etmek doğru değil. 
 Tatil zamanını ders çalışarak geçiren çocuk, okuldan tamamen soğuyabilir. 
Başarısız olduğu derslerle ilgili yoğun ve yorucu olmayan bir çalışma programı yapılabilir. Her 
şeyden önce öğrencinin bu konuda istekli olması sağlanmalı, zorla ders çalıştırılmamalı. 
 Televizyonu çok izlemesine, bilgisayarda saatlerce oyun oynamasına ve uzun süre internette 
vakit geçirmesine izin vermeyin. 
 Düzenli ve seviyesine uygun kitaplar okumasını sağlayın. Çocukları kardeş ve arkadaşlarıyla 
kıyaslamayın 
 Çocuktan beklenen başarı, kapasitesi ile orantılı olmalı. Kapasitesinin üstünde bir beklenti ile 
değerlendirmeyin. Bu durum çocuğun kendisine olan güvenini yitirmesine yol açabilir. 
 Her çocuğun zihinsel yeterlilikleri, kişiliği, yetenekleri farklı olduğundan arkadaşları ve 
kardeşleriyle kıyaslamayın. 
 Çocuğu yalnızca kendisi ile kıyaslayın. Başarılı olduğu işleri örnek göstererek isterse bunu da 
başarabileceğini söyleyerek yaklaşın. 
Başkaları ile çocuğunuzu kıyaslamanız hem rencide olmasına hem de kıyaslandığı kişilere 
karşı kin duymasına neden olur. 
 Karneleri birbirinden farklı da olsa kardeşlere eşit ilgi gösterilmeli. Dersleri zayıf olsa bile 
ailesinin her zaman yanında olduğu, kötü karneye rağmen sevgide bir azalma olmadığı mesajı 
verilmeli. Ancak bu durum “olsun canım ne çıkar zayıftan, önemli değil” tarzında olmamalı. 
Başarısızlığın sebepleri üzerinde durulmalı, yapılan hatalar değerlendirilmeli; ama bu durum 
çocuğun ailesiyle olan ilişkisine zarar vermemelidir. 
 Öğrencinin okul başarısızlığı çok iyi tahlil edilmeli, karne kötü olsa bile yaklaşım doğru 
olmalıdır. Hiçbir anne-baba şunu unutmamalıdır ki “kötü karne düzeltilebilir; fakat çocuğun 
kişiliğine verilen zarar telafi edilemeyebilir.” Nasıl ödüllendirilmeli? 
 Çocuğunuz derslerinin iyi olmasının kendisi için gerekli olduğunu, çalışma ve başarılı olma 
gibi sorumluluklarının kendisine ait olduğunu bilmelidir. 
 “Karnen şöyle olursa sana bisiklet veya bilgisayar alacağım” türünden şarta bağlı hediyeler 
yerine, başarı karşılığında sürpriz olarak alınan hediyeler çok daha uzun vadeli motive edebilir. 
 Başarısını teşvik edici, kişiliğini onurlandırıcı sözlerin yanı sıra çeşitli hediyeler alınabilir. 
Değeri yüksek, maddi gücünüzü aşan hediyeler almayın. Çünkü çocuğunuz çalışma ve başarılı 
olmayı hediye ile özdeşleştirirse, hediye verilmediğinde çalışmayı bırakabilir. Hediye 
çalışmaya teşvik edici bir araç olmalı, amaç değil.

ORHAN OYANIK 
İPEKYOLU HABER ÇANAKKALE 

Yorumlar

Bu habere henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz