Ağırlaşmak (Öykü)
- 23.07.2024
-
Genç kadın uzandığı çimlerin üstünde dalların arasında görünen gök yüzünün maviliğine bakıyordu. Sonra birden yere doğru çekilmekte olduğunu hissetti. Bedeni ağırlaşıyor ve çimlere daha çok basınç uyguluyordu. Gördüğü karmaşık rüyanın son kısmı böyleydi. Muhtemelen yere doğru çekilmenin etkisiyle uyanmıştı. Saat; 02:05’i gösteriyordu. Genç kadın uyandı fakat yataktan kalkmaya isteksizdi. Uyandığında gerçekten rüyadaki gibi ağırlaştığını ve yatağa daha çok baskı uygulamakta olduğunu hissetti. Birkaç dakika yatakta hareketsiz kaldı ve rüyanın etkisini dağıtmaya çalıştı, sonra tekrar uykuya daldı. Sabah uyandığında elini yatağın ucuna koyduğu telefonuna uzattı. Kolunu kaldırınca kolunda bir yorgunluk hissetti. Telefondaki saat; 10:15’i gösteriyordu, fakat hâlâ üzerinde bir ağırlık hissediyor ve kalkmaya üşeniyordu. Bir süre sonra bacaklarını kaldırmakta zorlandığını fark etti. Gördüğü rüya, gerçek hayat üzerinde böyle bir etki oluşturamazdı diye düşündü. Ayrıca yeterince oksijen alamadığını hissediyor, muhtemelen tansiyonu düşmüş diye düşünüyordu. Nihayet bütün bunları, uzun süredir uyguladığı diyet programına bağlayıp yataktan kalkmaya çalıştı. Genç, güzel ve zarif bir hanımefendiydi. 70 kilodan 60 kiloya düşmeyi hedeflemişti. Bu sabah tartılacaktı ve hedefine ulaşıp ulaşmadığını öğrenecekti. Aslında hedefine ulaşmıştı ama bunu henüz bilmiyordu. Merak ve heyecanın etkisiyle motive olmuş, yataktan kalkıp tartıya doğru birkaç adım atmıştı. Fakat kalkarken bayağı ağırlaştığını yeniden fark etti. Sanki rüyada gördüğü gibi, yer onu kendine çekiyordu. Ayaklarını kaldırmakta zorlanarak tartıya çıktı. Halbuki bir gün önce gayet sağlıklıydı ve kendini kuş gibi hafif hissediyordu. Bu arada tartıda çıkan göstergeye inanamadı. İçinden; “şimdi bozulmanın sırası mıydı” diyerek tekrar tartılmayı denedi. Ne var ki tartı her ikisinde de onu 90 kilo olarak gösteriyordu. Böylece tartının bozuk olduğundan da tam emin olmuştu. Fakat kilosunu o kadar merak ediyordu ki kapı komşusunun kapısını çalıp komşu kadından tartısını rica etti. Komşu kadın; “tabii ki” deyip içerden tartıyı getirdi. Tartıyı verirken biraz da halinden şikâyet etti. Genç kadına bu sabah bayağı yorgun olduğunu, üzerinde bir ağırlık hissettiğini ve yürümekte zorlandığını anlatınca genç kadın biraz şaşırarak; “inanır mısın bu gün ben de aynı ağırlık ve yorgunluğu hissediyorum” dedi ve devam etti: “neyse dur senin yanında tartılayım, 60 kiloya düşmüş olmam gerekiyor, çok heyecanlıyım” dedi ve tartıyı kapı eşiğine koyup üstüne çıktı. Fakat tartının göstergesini görünce öfke ve şaşkınlık içinde ne diyeceğini şaşırdı. Bu tartı da onu 90 kilo gösteriyordu. Bir an için komşunun bilerek tartının ayarı ile oynadığını düşünse de komşusundan bunu beklemiyordu. Ayrıca her iki tartının da onu aynı kiloda göstermesi ona çok tuhaf gelmişti. Bir anda; “sizin de tartınız bozuk” deyiverdi. Komşu kadın da hayret ederek; “dur bir de ben tartılayım, ben kilomu biliyorum 80 kilo civarındayım dedi ve o da tartıya çıktı. Fakat o da şaşkınlık içinde gözlerine inanamadı. Tartı onu da 120 kilo olarak gösteriyordu.
Kadın evine döndüğünde koltuğa oturup biraz dinlenme ihtiyacını hisseti. Artık öğleden sonra diyetisyenine gidip onun tartısında tartılacaktı. Fakat hâlâ tartıların sonuçlarına bir anlam veremiyordu. Bir süre sonra kahvaltı hazırlayıp masaya oturdu. Fakat her geçen zaman yeni bazı tuhaflıklara şahit oluyordu. Her zaman kullandığı çaydan, bardak ve diğer mutfak araçları ona daha ağırmış gibi gelmeye başlamıştı. Çatalı bile eskiye göre daha ağırmış gibi hissediyordu. İçinden; “herhalde, uzun süren diyet nedeniyle kas gücüm zayıflamış” diye geçirdi. Tam o sırada yatak odasından kırılma sesine benzer bir gürültü duydu. İçeri girdiğine bir aksilik daha yaşadı. Elbise dolabının ayakları kırılmış ama dolap devrilmemişti. İçinden; “bir bu eksikti” dedi ama gelmişken üstünü de giyinmeye başladı. Dış kapıdan çıkarken vestiyerden çantasını aldı ama çantası da her zamankinden daha ağır gelmişti. Asansörün kapısı açıldığında içerde beş kişi vardı, kendisi de bindi fakat asansör ötmeye başladı. İçindekilerden bir erkek inip yerini hanımefendiye verdi. Kadın teşekkür etti ama asansörün neden öttüğüne de bir anlam veremedi. Asansör normalde 8 kişilikti. Fakat altıncı kişide ötmeye başlamıştı. Üstelik içindekiler de öyle çok kilolu insanlar değildi. “Neyse” dedi içinden, herhalde asansör için yeni bir ayarlama yapılmış diye düşündü. Sitenin bahçesinde arabasına doğru yürürken yürüyüşünde bayağı bir değişiklik olduğunu fark etti. Alışageldiği her zamanki enerji ile kaldırdığı ayağı yeteri kadar havalanmıyor ve yürümekte zorlanıyordu. Dışarıda yürürken bunu daha iyi fark etmişti. Ama zaten diyetisyene gidince bütün bu durum ve değişiklikleri anlatacaktı ve gerekirse doktora da görünecekti.
Arabasıyla caddede ilerlerken bir binanın çevresinde büyük bir kalabalık gördü, iş makineleri itfaiye ve ambulanslar da vardı. Bina tahliye ediliyordu. Binanın birinci katı yere gömülmüş gibiydi. Zemininde bir sorun olmalı diye düşündü. Bu arada yoluna devam ederken arabasının çekişinin düştüğünü fark etti. Sanki araç yolcularla veya ağır bir yükle doluydu. Nihayet bu şekilde diyetisyenin bürosuna geldi ve bütün bu tuhaflıkları unutup diyetisyene heyecanla bir an önce tartılmak istediğini söyledi. Diyetisyen ise biraz mahcup bir yüz ifadesiyle ; “üzgünüm, kusura bakmayın bu gün tartımızda bir sorun oluştu, gelip yapacaklar, isterseniz birkaç saat sonra tekrar buyurun gelin” dedi. Genç kadın diyetisyenin tartısındaki sorunun ne olduğunu sorsa da tatmin edici bir cevap alamadı. Bu arada vücudunda hissettiği ağırlığı, yorgunluğu ve hareketlerinde oluşan tuhaflıkları anlattı. Diyetisyen bunların diyet programı ile ilgili olmadığını, bu gün çok kişiden aynı şikâyetleri duyduğunu, hatta kendisinde de aynı sorunların mevcut olduğunu, bunun salgın gibi bir şey olabileceğini ve doktora görünmesinin daha isabetli olacağını söyledi. Genç kadın şaşkın, üzgün ve biraz da öfkeli bir şekilde diyetisyenden ayrılıp eve doğru yola çıktı. Yolda ilerlerken kaldırımda tartıcı bir çocuk fark edip hemen kenarda durdu. Hızlıca inip tartıcı çocuğun yanına gitti ve tartıya çıktı. Çocuk; “90 kilo!” deyince kadın; “sence ben 90 kilo görünüyor muyum” dedi. Çocuk da; ” ben de tartının yalancısıyım, orda ne gösteriyorsa onu söylüyorum” dedi. Kadın çocuğun parasını verirken bütün bu olup bitenleri hayretle izliyor fakat hiçbir şeyi anlamlandıramıyordu. Eve doğru gelirken bir yerden yolun kapatıldığını gördü. Pencere camını indirip yoldan geçen bir adama yolun neden kapatıldığını sordu. Adam; “ileride bir bina çökmüş, çok sayıda ölü ve yaralı olduğu söyleniyor, bu yüzden yolu kapatmışlar” dedi. Bu bina evden çıkarken gördüğü bina değil, başka bir binaydı. Kadın; “bu gün neler oluyor böyle” diye geçirdi içinden ve başka bir yoldan geçip evine vardı. Eve gelince dolaptan bir bardak su doldurup koltuğa oturdu. Suyu içerken de bir tuhaflık hissediyordu. Sanki su eskiye göre daha hızlı boğazından aşağı iniyor gibiydi. Sabah çay içerken de aynı şeyleri hissettiğini anımsadı. Bu arada aşırı derecede yorulduğunu da fark etmişti. Bu yüzden üçlü koltuğa uzanıp bir süre uyumak istedi. Ne var ki mutfaktan gelen bir gürültü ile yerinden fırladı. Mutfağa koşarken korkudan ayakları titriyordu. İçinde porselenlerin olduğu yer dolabının da ayakları kırılmış hafif yan yatmıştı. Dolap her an devrilebilirdi. Kadın ne yapacağını şaşırmıştı. Bu şaşkınlık içinde kapı zilinin çaldığını duydu ve kapıya doğru koştu. Kapıyı çalan sabah görüştüğü komşusuydu. Komşuya; “iyi ki geldin, evimde çok tuhaflıklar var, korkuyorum” demeye hazırlanırken komşu kadın önce davranıp; “duydun mu” diye sordu. Genç kadın; “neyi” diye sorunca komşu kadın; “hemen haberleri izle, neler olmuş neler” dedi. Genç kadın; “ne olmuş ki, salgın mı olmuş, anlatsana meraktan bayılacağım” dedi. Bunun üzerine komşu kadın; “Hayır salgın değil, ama Dünyaya bir şeyler olmuş, çok kötü şeyler olmuş, haberleri izle sen tahsillisin daha iyi anlarsın” dedi. Genç kadın; “ne olursun işin yoksa sen de içeri gir, beraber izleyelim, evde tek başıma korkuyorum” dedi. Komşu kadın içeri girip beraber televizyonu izlediler.
Televizyonu açtıklarında ekranda; Dünyanın bir çok yerinde yıkılan binalar, enkazdan çıkarılan ölü ve yaralılar gösteriliyordu. Başka bir kanalda uzmanlar konuşuyordu, diğer bir kanalda tusunami vardı, başka bir kanalda istatistikler veriliyordu. Ama genç kadın henüz ne olduğunu anlayamamıştı. Deprem olsa bütün Dünyayı etkilemezdi. Bu yüzden genç kadın, öncelikle uzmanların konuştuğu kanalı açtı. Ekranda bir fizik profesörü konuşma yapmak üzere kameraların önündeydi. Etrafında çok sayıda sunucu, kamera ve gazeteci vardı. Ekranın altında büyük harflerle; “Dünyaya neler oluyor?” şeklinde bir başlık vardı. Profesörün çevresinde çeşitli dillere anlık çeviri yapan çevirmenler duruyordu. Bütün dünya, Dünyaya ne olduğunu merak ediyordu. Birkaç saniye sonra profesör mikrofonu tutup konuşmasına başladı: “Öncelikle özelde bütün insanlara genelde de Dünyanın bütün canlılarına geçmiş olsun dileklerimi iletmek istiyorum. Ölenlere Yaratan’dan rahmet, yaralılara da şifa diliyorum. Gece saat: 02:05’te 60 derece Kuzey – 60 derece Güney paralelleri, 80 derece Batı – 120 derece Doğu meridyenleri arasında yani Büyük Okyanusa birkaç saniye arayla peş peşe 90 derecelik açıya yakın açılarla beş meteor düşmüştür. Bu meteorlardan her birinin büyüklüğü yaklaşık olarak on katlı bir bina büyüklüğündedir. Ancak dünya genelinde yüz binlerce yapının yıkılması ile sonuçlanan yıkımın asıl nedeni çarpma olayı değildir. Bunlar görece küçük çaplı meteorlardır ve düştüğü yer itibariyle bütün dünyayı bu şekilde etkileyecek potansiyele sahip değildir. Yaptığımız ilk ölçümler bu meteorların bir nötron yıldızından kopan parçalar olduğunu gösteriyor. Nötron yıldızlarının kütleleri aşırı derecede yoğundur ve bir çay kaşığı kadar madde miktarı 90 milyon ton ağırlığa denk gelmektedir. Bu meteorlar kurşun gibi yeri delip yerin merkezine ulaşmıştır. Bu yüzden tusunami haricinde çarpmanın etkisi çok düşük olmuştur. Ancak yaptığımız ilk çalışmalar gösteriyor ki bu küçük fakat son derece ağır parçalar Dünyanın ağırlığını yarı oranında artırmıştır. Yıkımların asıl nedeni de Dünyanın kütle çekim kuvvetinde yarı oranda gerçekleşen artıştır. Bu artış her maddenin ağırlığını yarı oranında artırmıştır. Böyle bir olay Dünyanın 4,5 milyar yıllık tarihi boyunca ilk defa gerçekleşmektedir. Beklenen en büyük tehlike ise Dünyanın Ay’ı üstüne çekmesiydi, fakat yaptığımız ölçümler Ay’ın uzaklık ve yörüngesinde ciddi değişimlerin gerçekleşmediğini gösteriyor. Bu da aynı meteorlardan daha az bir kısmının Ay’ada çarpmış olduğunu ve Ay’ın hızını bir miktar değiştirdiğini böylece Dünyaya olan mesafesini ve kütle çekim etkisini dengelediğini gösteriyor. Aksi halde Ay Dünyaya düşer ve Dünyamız paramparça olurdu. Burada sıra dışı bir korunma gerçekleşmiştir. Yine yaptığımız araştırmalarda bu meteorların Güneş sistemimizden 400 ışık yılı uzaklıktaki RX J1856.5-3754 adlı nötron yıldızından geldiğini, saatteki hızının 180.000 kilometre olduğunu, bu meteorların yaklaşık 24 bin yıl önce söz ettiğim nötron yıldızından koptuğunu, 24 bin yıllık uzay yolculuğundan sonra da Dünyamıza çarptığını söyleyebiliriz. Ayrıca gerek küçük olmaları, gerekse de madde yapısı itibariyle bunları tespit etmenin zor olduğunu, ancak buna rağmen hız, konum, yön ve açılarının yıllar önce radarlarımız tarafından tespit edildiğini, o dönemde yön ve açısı itibariyle Dünyaya çarpma olasılığının olmadığını ancak çok yakın bir zamanda henüz bilemediğimiz bir sebeple açısının değiştiğini ve çok kısa bir süre içinde Dünyamıza çarptığını, fark edildiği anda ise yapılacak bir şey kalmadığını ifade edebiliriz. Dünyamızın ağırlığında meydana gelen % 50 civarındaki artış; hayatımızı, biyolojik işleyişimizi, alışkanlıklarımızı, kültürümüzü, mesleklerimizi ve çalışma usullerimizi, değiştirmiştir. Artık ivedilikle yönetimlerin buna göre yeniden düzenleme yapmaları ve teknolojilerimizin buna göre geliştirilmesi gerekmektedir. Bu talihsiz olay karşısında bütün canlılar adına çok üzgün olduğumu belirtmek isterim”
Genç kadın başka bir kanalı açtığında; mikrofonların önünde Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nizamettin Toprak vardı. Toprak konuşmasında; Dünyada yarı oranında artan kütle çekiminin kalp ve dolaşım sistemi üzerinde çok ciddi etkilerinin olacağını, şu anda alınması gereken en önemli tedbirin öncelikle kalp sağlığı olduğunu, başta kalp ve tansiyon hastaları olmak üzere bütün herkesin kalp sağlığı taramasından geçmesi gerektiğini ayrıntılı bir şekilde anlatıyordu. Profesör Toprak, kan basıncı değişimleri, ritim bozuklukları, tansiyon, kalp ve damar ile ilgili önemli açıklamalarda bulunarak halka ve yöneticilere ne gibi tedbirlerin alınması gerektiğini anlatıyordu.
Profesör Toprak’ın sözlerinden sonra genç kadın dehşet içinde başka bir kanalı açtı. Bu kanalda da spikerin sorusu üzerine uzmanlardan biri bundan sonra hayatımızda ve tabiatta ne gibi değişikliklerin olacağını anlatmaya başladı: “Öncelikle her canlının ve her maddenin ağırlığında % 50 civarında artış gerçekleşmiştir. Kalp, dolaşım sistemimiz, kas ve kemik sistemlerimizde ciddi değişiklikler olacak, muhtemelen canlıların tansiyonunda düşüş olacak, canlılar daha çabuk yorulacak fakat ileriki zamanlarda kas ve kemikler daha çok güçlenecek. İleriki dönemlerde insanların boyu daha kısa olacak, çene ve burunlarında bir miktar uzama olacak. Canlılar eskisi gibi rahat yürüyüp rahat koşamayacak, her hareket için daha fazla enerji harcanacak. Sular ve sıvılar daha hızlı akacak, bitkilerin boyları daha kısalacak. Kütle çekimindeki artışın etkisiyle Dünyanın çapı bir miktar kısalacak ve yoğunluğu artacaktır. Dünyanın çapındaki azalma suların yükselmesine ve bazı kıyı şehirlerin su altında kalmasına sebep olacak. Dünyanın kendi üzerine yoğuşması sonucu bir çok deprem tetiklenecek. Fosil yakıt ve diğer enerjilerdeki tüketimlerde ciddi artışlar olacak. İlk dönemde üretimde ciddi azalmalar olacak, fiyatlar yükselecek, ihtiyaçların temin edilmesinde sıkıntılar yaşanacak. Çalışma sürelerinde azalma olacak ve çalışma koşulları değişecek. Yıkılan yapıların dışında, güçlendirme yapılmadığı taktirde belli bir süreye kadar daha az dayanıklı yapılar da yıkılacak. Araç lastikleri ve giyilen ayakkabılar daha çabuk yıpranacak, yatılan yataklar daha çabuk çökecek. Yeme ve içme alışkanlıklarımızda ciddi sorunlar yaşanacak, hareket ve yürüyüşümüzde değişimler olacak. Yağışlar yere daha sert inecek, sellerdeki şiddet daha da artacak. Uzun bir süre hızlı hayat, yerini daha yavaş bir hayata terk edecek. Yine uzun bir süre uzaya araç gönderilemeyecek ve bir süre uçaklar uçmayacak. Yapı, uçak, gemi ve makine mühendisliklerine konu malzeme, mekanik, statik ve hızlarda kullanılan ölçü ve katsayılarda değişiklikler olacak ve yakıt miktarlarının hesabı yeniden düzenlenecek. Dünyanın hacminde oluşan azalma nedeniyle harita mühendisliklerinde, paralel ve meridyenlerde, mesafe ve konum tespitlerinde oluşacak olan sapmalara karşı yeni düzenlemeler yapılacak. Arsa ve arazilerin metrekaresi azalacağı için sorunlar yaşanacak. Yine Dünyanın hacmindeki azalma nedeniyle günler bir miktar kısalacak zaman ölçülerinde yeni düzenlemeler yapılacak. Bütün bunların dışında zaman içinde daha küçük çaplı bir çok sorunlarla karşılaşılacak ve yeni tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulacak. Özetle; dünyaya çok benzeyen yeni bir gezegene taşınmışız gibi yeni bir hayata başlamamız gerekecek. Yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar her ağırlığı üçte bir eksiğiyle hesaplamamız gerekecek.”
Genç kadın bunları dinledikçe duyduklarının rüya olmasını istemişti fakat hepsinin gerçek olduğunu gün boyu yaşadıklarından da anlıyordu. Dehşet korku ve şaşkınlık içindeydi. Komşu kadın da bir o kadar tedirgindi. Komşu kadın genç kadına dünyaya tam olarak neler olduğunu, kütle çekim kuvvetinin ne anlama geldiğini, bunun nasıl bunca soruna sebep olduğunu soruyordu. Genç kadın da panik, korku ve tedirginlik içinde anlatıyordu. Bu arada her iki kadına çok sayıda telefon geliyor, kendileri de bir çok kişiyi arıyordu. Konuşulan konu hep aynıydı. Herkes bir diğerine bundan sonra ne olacak diye soruyordu. Genç kadın yeniden kanal değiştirdi. Bu defa ekranda konuşan İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fuat Toprak’tı. Profesör Toprak, spikerin sorularına paralel olarak eski, hasarlı ve dayanıksız binalara girilmemesi gerektiğini, mevcut bütün bina, baraj, köprü, kule ve diğer her çeşit yapının gözden geçirilmesi gerektiğini, inşaatlarda ve akışkanlar mekaniğinde bu güne kadar kullanılmakta olan katsayı, ölçü ve hesaplamaların yeniden belirlenmesi gerektiğini belirtiyordu. Profesör Toprak sözlerine; “Bu gün yeryüzündeki bütün yapılar yıkılmadıysa bunun nedeni; proje, etüt ve uygulama aşamalarında maddelerin yapısının, katı, sıvı ve gaz hallerinin, hakeza etkiyen kuvvet büyüklüklerinin, bu kuvvetlerin uygulama noktalarının, yön ve doğrultularının normalin üzerinde ve ekstrem koşullara göre yüksek bir dayanıklılığı karşılayacak düzeyde belirlenmiş ölçü ve kat sayılardır. Buna uygun olmayan yapılar maalesef yıkıldı, bir kısmı süreç içinde yıkılacak, bir kısmının güçlendirilmesi gerekiyor ve bundan sonra yapılacak olan yapıların mutlaka yeni düzenlemelere göre inşa edilmesi gerekiyor, fakat ne olursa olsun bütün yapıların gözden geçirilmesi son derece önem taşımaktadır.“ diye eklemişti.
Profesör Toprak’ın konuşması bitince genç kadın, korku ve şaşkınlık içinde ama aynı zamanda aslında uzmanların bütün bunlara da çözüm üretebileceğinin umuduyla başka bir kanalı açtı. Gazeteci başka bir uzmana Dünyanın tekrar eski haline dönüp dönemeyeceğini soruyordu. Uzman; “Bu günkü teknolojimizle Dünyayı eski haline çevirmemiz mümkün değildir. Bunu yapmak için Dünyanın üçte birini koparıp uzaya göndermemiz gerekiyor ki, bu da mümkün değildir. Ancak ileride yerin merkezine inen meteorların, kontrollü bir şekilde enerjiye dönüştürülmesi mümkün olabilir. O zaman hem dünyanın enerji sorunu giderilebilecek hem de zaman içinde Dünya tekrar eski haline dönebilecek. Fakat bu gün için bunu yapabilecek teknolojilere sahip değiliz.” diyordu.
Birkaç dakika sonra bir ekonomi uzmanına sorular yöneltildi: Ekonomi uzmanı; “Öncelikle şunu belirmemiz gerekiyor ki Dünyanın enerji ihtiyacı olay öncesi güne göre yarı oranında artış göstermiştir. Bu enerji ihtiyacını bir anda karşılamamız mümkün değildir. Bu yüzden üretim, nakliye ve işçilik alanlarında yüksek maliyetlerle karşılaşacağız. Borsalarda yaşanan düşüş ve çöküşler ile altın ve döviz kurlarında meydana gelen yükselişler zaman içinde yeni piyasa koşullarına göre yeniden dengelenecektir. Kısa vadede istikrarsızlık ve ciddi fiyat artışları ile karşılaşabiliriz ancak Adam Smith’in ünlü Görünmez El Teorisi burada da geçerliliğini koruyacak ve piyasaları yeniden denge ve istikrara kavuşturacaktır. Ayrıca panik yapılmaması piyasaların daha hızlı toparlanmasına katkı sağlayacaktır” şeklinde analizler yapıyordu.
Genç kadın, korku, kaygı ve şaşkınlık içinde elindeki televizyon kumandası ile kanalları tarıyor ve verilen haber, yorum ve analizleri dikkatle takip ediyordu. Ekranlarda içler acısı görüntüler vardı. Enkaz, yıkım, ölüler, yaralılar, hastaneler, ambulanslar, patlayan barajlar, feryatlar, ağlamalar, koşturmalar, korku, panik, kaos ve diğer trajik görüntüler son derece ürkütücüydü. Diğer tarafta ülke başkanları, uluslararası yardım kuruluşları, bilim merkezleri, koordinasyon merkezleri, kriz masaları, toplantı ve duyurular ekranlardan düşmüyordu.
Komşu kadın genç kadına; “Şu dünyaya düşen kayaları çıkarıp toz haline getirseler her şey düzelmez mi acaba” diye sordu. Genç kadın; “Hayır o kayalar şu anda Dünyanın merkezindedir ve eski Dünyamızın yarısı kadar ağır parçalardır. Mevcuttaki bütün enerji kaynakları harcansa o kayalar yine çıkarılamaz. Ayrıca toz haline de getirilse ağırlığından hiçbir şey kaybetmez. Bütün sorun Dünyamıza bu kadar ağır bir yükün ilave olmasıdır“ Komşu kadın; “Ama bu yük bize değil Dünyaya ilave oldu, biz niye böyle ağırlaştık ve neden kilolarımız böyle arttı.” diye yeni bir soru sordu. Genç kadın; bizim ağırlığımızın sebebi Dünyamızın çekim kuvvetidir. Dünyanın kütlesi arttıkça çekim kuvveti de artıyor. Çekim kuvveti artınca da ağırlığımız artıyor. Aslında biz kilo almış değiliz. Eskiye göre ben 60, sen de yine 80 kilosun. Ama artık tartılar bizi yarı oranında daha ağır gösteriyor” şeklinde cevap verdi. Komşu kadın yine merakla; “Bu kayalar nasıl Dünyanın yarısı kadar ağır olabilir, hepsi saf demirden olsa bu kadar ağır olmamalıydı” deyince genç kadın; “Bu parçalar Dünyamıza ait parçalar değil Nötron yıldızlarına ait parçalardır. Nötron yıldızlarında bir çay kaşığı kadar madde miktarı 90 milyon ton ağırlığa denktir. Eğer bu parçalar Ay’dan veya başka bir gezegenden kopmuş olsaydı böyle bir felakete sebep olmazdı” dedi.
İki hanımefendi konuşurken kapı zili çaldı. Genç kadın kapıyı açınca sevinçle ve ağlayarak adama sarıldı. Uzun uzun sarılıp ağladı. Genç adam ona küçük bir buket verdi ve ona; “senin için kocaman bir buket düşünmüştüm ama sana ağır gelir diye küçüğünü aldım” dedi. Genç kadın sevinçle gülümsedi ve odaya geçtiler. Komşu kadın adama “hoş geldiniz” dedi. Adam da komşu kadına; “hoş bulduk, hepimize geçmiş olsun dedi. Bir süre sonra komşu kadın müsaade isteyip evine gitti. Genç kadın adama; “ne olacak halimiz böyle” diye sordu. Adam; “Üzülme zamanla buna da alışacağız. Şu anda ilk yapmamız gereken şey kalp muayenesi olmaktır. Ben Prof. Nizamettin Hocadan ikimiz için randevu aldım.” deyince genç kadın sevinç ve şaşkınlık için de; “Sahi mi, Prof. Nizamettin Hoca az önce konu hakkında televizyonda açıklama yapıyordu, böyle bir şansımızın olacağını hiç tahmin etmemiştim” diye karşılık verdi ve; “biliyor musun, ben 60 kiloya düşmeyi başardım ama 4000 trilyon kilometre ötedeki nötron yıldızı beni tekrar 90 kiloya çıkardı” diye ekledi. Birlikte gülüştüler. Genç kadın artık kendini daha güvende hissediyordu.
Z. Abidin TOPRAK
Yorumlar
Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.
Yorum Yaz
Diğer Yazılar
Z.ABİDİN TOPRAK
Üst Akılsız
09.10.2024
Küresel veya lokal düzeyde konsolide edilmiş hiyerarşik üst akıllar bulunur. Bunlar, ortamın bütün koşullarını, belirledikleri hedefler doğrultusunda şekillendirmeye çalışırlar. Bunun için oyun, yanıltma, inandırma, inkar etme, yönlendirme, gizleme, ajite etme, kamuoyu oluşturma, tahrik etme, ayrıştırma,...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
bir uzaylı ile röportaj
14.08.2024
-Uzaydan baktığınızda sizce biz insanlar neden birbirimize acı çektirip birbirimizi öldürüyoruz? -Birincisi her zaman hak ettiklerinizden fazlasını almak istiyorsunuz. ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Üç temel sosyal formül
26.07.2024
Bütün din, mezhep, ideoloji, felsefe, dünya görüşü, kültür, yönetim, yaşam tarzı ve sosyal ilişkilerin doğru veya yanlış olduğunu test etmenin temel bir formülü vardır. Bu formül aynı zamanda birbirinden ne kadar farklı olursa olsun bütün ins...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Üç temel sosyal formül
19.07.2024
Bütün din, mezhep, ideoloji, felsefe, dünya görüşü, kültür, yönetim, yaşam tarzı ve sosyal ilişkilerin doğru veya yanlış olduğunu test etmenin temel bir formülü vardır. Bu formül aynı zamanda birbirinden ne kadar farklı olursa olsun bütün insanlara adil ve ortak bir zemin sunuyor. ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Dünyanın panoramik fotoğrafı
04.06.2024
...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
İnsan ilişkilerinde değer ıstırabı
31.05.2024
İnsan ilişkilerinde yaşanan önemli sorunlardan biri muhataba verilen değer ve bunun karşılığı konusudur. Hemen hemen herkes muhatabına verdiği değer ile bunun karşılığı olan sonuçtan rahatsızlığını dile getirir. Çoğu insan; ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Zamanın Yönü Tersine Döndürülebilir mi?
29.09.2023
Her madde ve enerji bütün veya parçalar halinde uzayda yolculuk yapar. Madde ve enerji parçalarının bu yolculukta ileriye, geriye, yukarıya, aşağıya, sağa, sola ve bunların arasında kalan bütün açılarda hareket etmeleri mümkündür. Hareketin tek bir yönü olmakla birlikte gidilen yönün tersine geri dönmek, herha...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Referanslar
25.09.2023
Referans; herhangi bir büyüklüğün miktarına kaynak, ölçü veya kıyas oluşturan başka bir büyüklüktür. Evrende bulunan her şeyin bir miktarı vardır. Bu miktarların ne kadar az, çok, büyük veya küçük, olduğu ancak başka bir referansa göre belirlenebilir. Hiçbir büyüklük tek baş...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Aşırı hızlardaki sükunet
23.07.2023
Maddelerdeki elektronlar saniyede 300 bin kilometreye yakın hızlarda hareket ediyor. Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 km, Güneş’in etrafında saatte 107.000 km hızla dönüyor. Güneş, kendi etrafında saatte 7.000 km, bütün gezegenleriyle birlikte bir sistem olarak Samanyolu Galaksisi’nin etraf...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
İstemediğimiz olayları hayatımızın geçmişinden silmemiz mümkün mü? (Zaman oyunları)
02.06.2023
Masanızdaki kâğıda kalemle derin bir çizgi çiziyorsunuz. Çizginin izi, kâğıdın altındaki deri kaplamada da çıkıyor, hatta aynı çizginin izi derinin altındaki ahşap yüzeye de geçiyor. Sonra kağıttaki çizgiyi siliyorsunuz, deriyi deforme eden çizik izini de düzeltip eski durumuna getiriyorsunuz, daha sonra da ahşap ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Schrödinger’in Kedisi
30.04.2023
Schrödinger’in kedisiGünümüz dünya insanlarının yaklaşık % 95’i Schrödinger’in kedisinin hayatı...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Pencerenizden içeri girenler
31.12.2022
Açık bıraktığınız pencerenizden evinizin içine soğuk, dolu, toz böcek, gürültü, fare veya hırsız girebilir. Bunlar evinizin içine girdiğinde sizin için dört seçenek belirecektir. Bunlardan biri;...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Maddenin ana taşıyıcı kolonları
21.12.2022
Bir binayı taşıyan ana güç, kolonlarıdır. Bu yüzden en sağlam olması gereken de yine kolonlardır. Bu güvence insan için son derece önemlidir. Ne var ki her şeye rağmen bütün madde ve cisimler görece kolaylıkla parçalanabilirler. Bunun tek istisnası ise atom çekirdeğidir. ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Şeytan diyor ki;
13.12.2022
...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Tuğla
11.11.2022
"Temeline harç olmak" ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Tanımsız
27.10.2022
Acıları yere gömmek vardı yeryüzünde mutlu kalmak İnsanlar gömüldü yere ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Görgüsüzlük
17.10.2022
...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Akıl ve acı
25.09.2022
George Floyd, ABD’nin beyaz polisi tarafından, diziyle boğazına 9 dakika boyunca bastırılmas...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
İyi bir kötülük türü yoktur
19.08.2022
En kötü kötülük iyi bir değer adına işlenen kötülüklerdir. Allah adına bir kötülük işlendiğinde iki seçenek aktive olmaya başlar. Ya insanlar Allah’a teslimiyet göstermeye devam edip o kötülüğü meşru görecek, destekleyecek ve Allah’ın rızasını kazanm...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Ücretsiz güzellik merkezi
02.08.2022
İnsanların çoğu genellikle dışına yatırım yapıyor. Dışa yapılan yatırım zamanla bozulur. İçe yapılan yatırım ise kalıcıdır. Şöyle bir güzellik merkezi düşünün: -Her türlü kötü ahlak güzelleştirilir. ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kadınlar ve erkekler
18.07.2022
...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kadife Kaplı Çöpler
17.06.2022
Evdeki halınızı severek almışsınız. Ama yorgan diye kimin üstünü o halıyla örterseniz üzerinden fırlatıp atacaktır. Buzdolabınız gayet güzeldir. Fakat içine ayakkabılarınızı koyarsanız kimse o dolabın kapısını açmayı istemez. Işıl ışıl parlayan güzel tencerenizi ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
İnsanlık hangi sonuca bağlanacak?
14.05.2022
Dünyanın yaşanmaz hale gelmesi halinde insan neslinin devam etmesini sağlamak için önerilen en güçlü çözüm, başka bir gezegene taşınmak olarak belirtiliyor. Ancak yakın çevremizde yaşamaya elverişli bir gezegen olmadığından en iyimser haliyle böyle bir gezegenin bizden yüz mily...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Çeşitlilik
24.03.2022
Çeşitlilik bir gereklilik midir, kaçınılmazlık mıdır, faydalı mıdır, zararlı mıdır ? Bu soruların yanıtını bilmeden çoğu defa çeşitliliği bir engel olarak görür...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Hızlı Zaman Endişesi
24.02.2022
Bir çocukla bir saatlik yolculuk yaptığınızda çocuk neredeyse her on dakikada bir size; "daha gelmedik mi" diye sorar. Başta yolculuğun bir saat süreceğini söylemiş olmanıza rağmen sık sık bu soruyla muhatap olursunuz. Siz çoğun sabırsızlığından, o da sizin sabrınızdan şikayet...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kuantum
25.01.2022
Kuantum fiziği veya kuantum mekaniği evreni “miktarlar” üzerinde açıklayan bir bilimdir. Buna nicem veya dalga mekaniği de denir. Kuanta, “miktar” demektir. Latince kökenli bu kelimenin orijinali kuantus, yani “ne büyüklükte ne kadar” anlamındadır. Do...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kuantum Belirsizlik İlkesi
24.12.2021
Werner Heisenberg ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Çift Yarık Deneyi (Young Deneyi)
30.11.2021
Çift yarık deneyi; fizik, optik ve kuantum fiziğine çok değerli katkılar sunmuş...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kuantum Dolanıklık
25.11.2021
Atom altı noktasal parçacıklardan her birinin diğeriyle aynı olan bir eş parçacığı vardır. Bunların birbirinden tek farkı biri hangi yöne doğru dönüyorsa eşi bunun tersi yönünde dö...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Yokluk
15.11.2021
Yokluk denince çoğumuzun aklına içinde hiçbir şeyin bulunmadığı boş bir alan, ya da boş ve karanlık bir ortam gelir. Halbuki boşluk ve alan uzaya ait uç boyutlu bir varlıktır ve içinde hiçbir şey olmasa da bu alanlar yokluk demek değildir. Bunu böyle algılamamızın nedeni yokluğu, ona yakın bir va...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kuantum Sıçraması
08.11.2021
Kuantum sıçraması kavramı, ilk defa 1913’te Danimarkalı fizikçi Niels Bohr tarafından kullanılarak bilim literatürüne girdi. Bu, aynı zamanda modern atom teorisiydi. Buna göre atom çeki...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Işığın Gizemli Dünyası
21.10.2021
...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kaçınılmazlık
13.09.2021
Kaçınılmazlık deneyden daha güçlü bir argümandır. Deney düzeneklerinde hesaba katılmayan küçük bir ayrıntı olabilir ve bu ayrıntı yüzünden deneyin sonucu farklı çıkabilir veya sonuç aynı olduğu halde neden farklı olabilir. Fakat kaçınılmazlık alternatifsiz seçenektir. Eğer 2+X = ? diye bir soru sorulursa hem X’in değeri için sonsuz s...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
SU
06.08.2021
Su, bir oksijen ve iki hidrojen elementinden oluşan kimyasal bir bileşiktir. Oksijenin yakıcı, hidrojenin de yanıcı olmasına karşın su yangın söndürücü bir özelliğe sahiptir. Tadı ve kokusu olmayan suyun rengi hafif mavidir. Bunun nedeni kırmızı dalga boylarındaki ışığı bir miktar emmesidir. Canlılar için su kaçınılmazdır. Bazı mikroo...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Büyüklük ve Küçüklüğü Tasarlamak
26.07.2021
Bir gün evinizin kapısını açıp içeri girdiğinizde evdeki eşyanın, olduğundan daha büyük veya daha küçük olduğunu görürseniz ne düşünürsünüz? Söz gelimi masanızdaki 30 santimetrelik cetvelin 3 metre kadar uzadığını, çamaşır makinanızın kibrit ku...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Algı Ötesi Tek Yönlülük
28.06.2021
Tabiatta çok değerli ve bir o kadar da cazip sırlar bulunmaktadır. Bu sırlar bazen algılarımıza sığmayan, bazen çok ilginç, bazen de evren içinde...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Canlılık
31.05.2021
Eğer bir gün yürürken yol kenarında bulunan bir kaya parçasının kımıldadığını, hareket edip yürüdüğünü, sonra size dönüp gülümsediğini ve “gel” diye seslendiğini görürseniz, ya küçük dilinizi yutar ya da tabana kuvvet d...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Mesafeler
29.04.2021
Mesafe nedir, mesafeler olmasaydı bütün her şey nasıl görünecekti, bilinen en uzun ve en kısa mesafe hangileridir, bunların arasındaki oransal ortalama ne kadardır? Bu mesa...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Her Şey Ne Kadardır? (Evrenin Miktarı)
30.03.2021
Evren beş ana varlıktan oluşuyor. Bunlar; uzay, zaman, madde, enerji ve bilgidir. Evren 13.8 milyar yıl önce Big-Bang (Büyük Patlama) ile bir sıfır hacim içinde (yoktan) var edildi. Bu olay en b...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kara Delikler
18.03.2021
Kara delikler birer maddedir. Kara delikleri anlamak için öncelikle maddenin nasıl oluştuğu, nasıl topaklandığı ve kütle çekim kuvvetinin uzay ve zamanı nasıl deforme ettiğini bilmek gerekiyor. Kütlesi olan her varlık kütle çekim...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Zamanda Yolculuk Yapılabilir mi?
17.02.2021
Aslında ışık ve ışık hızında yol alan enerji parçacıkları hariç diğer her şey zamanda yolculuk yaparlar. Yolculuk denince çoğu insan bunu uzayda yapılan yolculuk olarak anlıyor. Teorik olarak yolculuk uzayda, zamanda ve ikisinde olmak üzere üç şekilde yapılabilir. Uzay veya zamanın iki noktası arasında alınan mesafeye yolculuk d...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
İhtiyaç, Kaynak ve Bölüşüm Problemi
12.02.2021
Eğer ihtiyaçlar sınırlı ve kaynaklar sınırsız olsaydı iktisat bilimine gerek olmazdı. Tıpkı hastalık ve ölümün olmaması halinde tıp bilimine ihtiyaç duyulmayacağı gibi. Fakat insan ihtiyaçları sonsuz, dünya kaynakları ise sınırlıdır. Bu, ihtiyaç – kaynak ilişki...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Onu nasıl hayal etmek isterdiniz?
13.01.2021
Sevdiğiniz bir insanı nasıl hayal etmek istersiniz? Fiziğini, giyimini, yaşını, karekterini, eylem, düşünce ve yaklaşımlarını nasıl tasvir edersiniz? Sözgelimi onu kusursuz görebilir veya ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Adalet mi, İyilik mi?
27.11.2020
Adalet kavramı iyilik veya kötülük kavramlarından daha farklı bir durumu ifade eder. Adalet; iyilikte de kötülükte de eşit fırsatlara sahip olmayı ifade eder. Yüce Alla...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Her Şeyin Teorisi (Sicim Kuramı)
23.11.2020
Her şey ne demektir? Her şey bir şeyden mi yaratıldı ? Eğer böyleyse madde, enerji, zaman,...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Zaman, son yıllarda gerçekten hızla akıp gidiyor mu?
20.11.2020
Zaman, son yıllarda gerçekten hızla akıp gidiyor mu? ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Bu Akşam Her Şey Büyüyecek
16.11.2020
Bir pazar sabahı koltuğunuza yan uzanmış sehpadan kahvenizi yudumluyorsunuz. Ancak birazdan sıra dışı bir olay gerçekleşecek. Elinizi tekrar fincana uzattığınızda fincanınızın bir tas kadar büyüdüğünü göreceksiniz. Büyük bir şaşkınlıkla elinizi çekip fincana odaklanacaksınız. Şaşkınlığınız her saniye artmaktadır, çünkü fincan her saniye düzenli ...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kadını ve Erkeği Tasarlamak
02.11.2020
Bir erkek için kadın ne kadar caziptir? Aynı şekilde bir kadın için erkek ne kadar caziptir? Her bir soruyu muhatabına sormak daha anlamlıdır. Henüz yaratılmazdan önce erkek-dişi veya kadın ve erkek gibi iki cazip cinsiyet kimin aklına gelebilirdi? Kim bunları tasarlayıp h...
Devamını GörZ.ABİDİN TOPRAK
Kapılardaki Yazı
30.10.2020
Adam hayretler içindeydi. Alacaklı olduğu herkes onar dakika arayla kendisine borcunu ödemeye geliyordu. Borçluların başına saksı mı düşmüştü, yoksa gece hep beraber rüya mı görmüşlerdi? Hiçbir umudu kalmamışken bir anda iflastan kurtulmuş ve tekrar eski zenginliğine kavuşmuştu. Art...
Devamını Gör
-
AŞIK MAHCUBİ' IN MUTLU GÜNÜ ...
AŞIK MAHCUBİ'MUTLU GÜNÜ Kilisli aşık mahcubi oğlu fatih classis ga ...
-
Gezitayfa.com Sitesini İncelediniz mi ...
Seyahat etmek, yeni yerler keşfetmek ve farklı kültürleri tanımak her zaman insa ...
-
GAZiANTEP WEB TASARIM ...
Gaziantep Web Tasarım firması Nimbus Yazılım hızlı hizmet anlayışı ile ön plana ...
- İhsan Demir >>> GAZETECİ VE SİYASETÇİ BİLAL HELVACIDAN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI
- İhsan Demir >>> GAZETECİ VE SİYASETÇİ BİLAL HELVACIDAN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI
- İhsan Demir >>> GAZETECİ VE SİYASETÇİ BİLAL HELVACIDAN 29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI MESAJI
- Sema İslim >>> AFFETME PSİKOLOJİSİ
Yazarlarımız
Haberler
ÇİFTLİK MEKANİK OTOPARKI İLE ANAKENT OTO ... 18/12/2024
Samsun Büyükşehir Belediye Ba ...
10 YILDA 15 KATLI KAVŞAK! ... 18/12/2024
...
Genç yaşlarda internet üzerinden paylaşı ... 18/12/2024
Kendisi özellikle OnlyFans platformunda yaptığı paylaşımla ...
Aynı kadına aşık olan iki yakın arkadaş, ... 18/12/2024
...
Almanya’da sadece homoseksüel sığı ... 18/12/2024
Ölüm tehlikesi nedeniyle Alm ...
Lezbiyen kadınlar daha şanslı ... 18/12/2024
Heteroseksüel olmayan kadın ...
Ünlü bir yetişkin içerik yıldızı olan K ... 18/12/2024
Ünlü bir yetişkin içerik yıldızı ...
Spora destekler ve yatırımlar son hızla ... 17/12/2024
...
MİRAY HABER YÖNETİM KURULU BAŞKANI DOĞAN ... 17/12/2024
Miray Haber Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Mustafa Doğan, Yalova’nın tarihi ve kültürel önemi üzerine yaptığı açıklama ...
Saniye Başkan Durmak Bilmiyor ... 17/12/2024
...