İpek Yolu Haber Ajansı

Her Şeyin Teorisi (Sicim Kuramı)






              Her şey ne demektir? Her şey bir şeyden mi yaratıldı ? Eğer böyleyse madde, enerji, zaman, uzay, ve çoklu evrenlerin ham kaynağını oluşturan  o şey nedir, nasıl bir varlıktır, neye benzemektedir, ne kadar küçüktür, ne yapmaktadır ve evrenimizi/evrenleri nasıl şekillendirip ona işlev kazandırmaktadır? Bunun tespit edilmesi her şeyi açıklar mı? 

              Sicim Kuramı; İsaac Newton’un Newton hareket yasaları, Albert Einstein’in görelilik kuramı ve Max Planck’ın başlattığı kuantum mekaniğinden sonra fizik biliminde gerçekleşen en büyük keşiflerden biridir. Sicim kuramı; Her Şeyin Teorisi, Birleşik Alan Kuramı, Süper Sicim Teorisi veya M Kuramı olarak da ifade edilmektedir. Bu kuramın daha alt kuramları da bulunmaktadır. Görelilik kuramı, kütlenin uzay zaman dokusunu büktüğüne dair öngörüsü ile 300 yıl boyunca fiziğin temelini oluşturan ve gerçekten çok muhteşem olan Newton hareket yasalarında çok ciddi sarsıntılar oluşturmuş ve kritik koşullarda bu yasaların geçerliliğini yitirdiğini kanıtlamıştır. Newton’a göre kütleli cisimlerin çekme özelliğinden kaynaklanan kütle çekim kuvveti, Einstin’a göre uzay ve zaman dokusunun bükülmesi sonucu bu dokunun oluşturduğu bükülmenin bir sonucu olarak gerçekleşmektedir. Ancak kuantum mekaniği de kütle çekim kuvvetinin graviton adı verilen parçacıklar tarafından taşındığını ileri sürerek görelilik teorisiyle çelişmiştir. Einstein, ömrünün son yıllarını dört ana kuvvet olan güçlü nükleer kuvvet, zayıf nükleer kuvvet, elektromanyetik kuvvet ve kütle çekim kuvvetinin birleşik bir kaynaktan geldiğini tahmin ederek bunların kaynağını birleştirecek birleşik bir kurama ayırdıysa da  başarılı olamadı. Daha sonraki bilim adamları kütle çekim kuvveti hariç diğer üç kuvvetin tek bir kaynaktan geldiğini çok güçlü argümanlarla ortaya koydu. Matematiksel hesaplamalar bu teoriyi tamamen doğrulasa da kütle çekim kuvveti matematiksel denklemlerin hiçbirinde doğru sonuç vermedi. Böylece kütle çekim kuvveti; Newton hareket yasaları, görelilik teorisi ve kuantum mekaniği arasında sorun oluşturmaya devam ederek ana kaynağın bulunmasını engelledi. Sicim kuramı teorisyenleri ise her şeyi üreten tek bir parçacık olması gerektiğini öne sürerek her şeyin teorisi kuramıyla sicim teorisini geliştirdiler. Bu teorisyenler, kütle çekimi üzerinde anlaşamayan diğer üç fizik kuramı arasında bir uzlaşma sağlanabileceğini düşünerek ilginç fikirler geliştirdi. Buna göre madde ve enerji dahil olmak üzere bütün her şey, sicim adını verdikleri tek boyutlu ipliksi varlıklardan oluşmaktaydı. Sicimler, en ve yüksekliği olmayan sadece uzunluğu bulunan ve uzunluğu Planck uzunluğunda olan (10−35cm.), iç yapısı bulunmayan, bölünemeyen, ipliksi varlıklar şeklindeki en küçük parçacıklardır. Böylece önceki teorisyenlerin noktasal parçacık olarak tanımladıkları en küçük parçacık modeli tek boyut üzerinden uzatılmış oldu.  Bu parçacıklar’ ne maddedir, ne enerji ne de plazmadır, fakat bütün madde, enerji ve plazmayı üreten, aynı zamanda evrendeki en alt ve en küçük parçacıklardır. Bu parçacıkların her şeyi nasıl üretmekte olduğuna geçmeden önce bunun nasıl bir küçüklüğe sahip olduğuna değinmekte fayda vardır. Bir tuz tanesinde yaklaşık 15 katrilyon atom bulunmaktadır. Güneş sistemimizin çapı yaklaşık olarak 19 trilyon kilometredir. (2 ışık yılı)  Eğer tuz tanesinde bulunan 15 katrilyon atomdan sadece bir tanesini, 19 trilyon çapındaki güneş sistemimiz kadar büyütecek olursak bir sicim ancak görünür duruma gelecektir. Başka bir ifade ile güneş sistemimizin tamamında (Güneş, dünya, gezegen, uydu, meteor ve aralarındaki devasa boşluklar içinde) bir bilye kaybolursa bunu bulmak ne kadar zorsa, atomun içinde bir sicimi bulmak aynı derecede zor olacaktır. Sicim, ışığın en küçük dalga boyundan daha küçük olduğu için sadece teknik olarak değil aynı zamanda teorik olarak da onu görüntülemeye imkân bulunmamaktadır. Yani gözlerimiz veya görüntüleme cihazlarımız ne kadar keskin ve hassas olursa olsun yine de sicimleri gözlerimiz veya herhangi bir cihazla görüntülememiz mümkün olmayacaktır. Çünkü en küçük ışık dalgası dahi, sicimlerin boyutundan çok daha büyük olduğundan herhangi bir sicimin en küçük bir ışık dalgasını dahi gözlerimize iletmesine imkân bulunmamaktadır. Bir çay altlığı üzerinden bir çay bardağını taşıdığınızda hem altlık hem bardak görünecektir, ama bir çay altlığı üzerinde bir kamyonu taşımayı denerseniz kamyon görünecek ama altlık görünmeyecektir. Bu yüzden, sicimin bir ışık dalgasını gözlerimize taşıması için yeterli derecede büyük bir  kapasitesi bulunmamaktadır. 

           Sicimlerin madde ve enerjiyi nasıl ürettiğine gelince; sicimler belli örüntülerde titreşerek her bir titreşim biçimiyle farklı bir parçacık üretirler. Sicimlerin genel olarak iki türlü biçimi vardır; bunlardan biri açık sicimler, diğeri ise kapalı sicimlerdir. Kapalı sicimlerin iki ucu birbirine bağlı iken açık sicimlerin iki ucu serbest vaziyettedir. Ancak bu titreşim örüntüleri mevcut üç uzamsal boyut içinde (sağ-sol, ileri-geri ve yukarı-aşağı) bir kısım parçacıkları üretirken  her türlü parçacıkları üretmeye yeterli olamamaktadır. Diğer parçacık türlerinin üretilmesi için sicimlerin üç uzamsal boyutun dışında daha başka boyutlarda da titreşmeleri kaçınılmazdır. Bu nedenle bilinen mevcut atom altı parçacıklar ile foton gibi enerji parçacıklarının tamamının üretilmesi için üç uzamsal boyutun dışında 7 boyutun daha var olması gerekmektedir. Bu yüzden sicim teorisyenleri üç uzamsal boyut, bir zamansal boyut ve 7 ek boyut olmak üzere toplamda 11 boyutun olması gerektiğini düşünürler. Nasıl olduklarını bilmediğimiz bu 7 boyutun daha başka pek çok marifeti de bulunmaktadır. İçinde sicimlerin titreştiği bu boyutlardan biri de uzayı evren zarında şişirerek bir baloncuk gibi yeni bir evrenin oluşumunu sağlayabilmesidir. Eğer bu kuram doğruysa bizim evrenimiz de önceki bir evrenin zarından kopup genişleyen ve bu günkü şeklini alan bir evren olabilir.. Buna göre herhangi bir nesnenin her türlü geçmişi başka evrenlere dağılarak her bir Planck zamanı miktarındaki varlığı farklı evrenlerde bulunabilmelidir. Bu varlıkların gelecek zamana ilişkin Planck miktarındaki varlığı da başka evrenlerden geliyor olabilir. Sicimlerin titreşim örüntüleri madde ve enerji parçacıklarını oluşturdukları gibi bu parçacıkların yükünü, kütlesini, hız sınırını (ışık parçacığı fotonlar için) ve enerjisi gibi niteliklerini de belirlemektedir. Sicimler  başka boyutlarda gerçekleştirdikleri salınımlarla bazı madde ve enerji türlerini yine başka boyutlarda üretebilirler. Karanlık madde ve karanlık enerji, sicimlerin başka boyutlarda oluşturdukları varlıklar olabilir. Bu tür madde ve enerji türleri, varlıklarının büyük bir kısmını başka boyutlarda gerçekleştirdikleri için üç uzamsal boyut içindeki bizler için görünür değildirler ve onlarla etkileşimimiz yoktur veya bazıları için son derece zayıftır. Bunların varlığı, üç uzamsal boyut içinde kalan kısmi sarkmalar nedeniyle gerçekleştirdikleri çekme veya genişlemeden anlayabiliyoruz. Evrenimizin genişlemesini sağlayan gücün karanlık enerji olduğu ve galaksilerin yıldızlarını bir arada tutan gücün de karanlık maddeye ait kütle çekim kuvveti olduğu düşünülüyor.  

              Eugenio Calabi ve Shing-Tung Yau isimli iki bilim insanı tarafından ortak bir çalışma sonucu sicimlerin ek boyutlar dahil bütün boyutlarda nasıl görüneceğine dair binlerce şekil çizildi. Bu şekillere iki bilim insanının soyadlarının birleşiminden  oluşan Calabi-Yau şekilleri adı verildi. Bu şekiller, iki boyutlu düzlem üzerine çizilen ek boyutlu çizimlerdi. Bunu yapabilmek için ilkin bildiğimiz üç uzamsal boyutları kâğıt üzerinde iki boyutmuş gibi göstererek buna bir ek boyut ilave etmek gerekiyordu. Daha sonra gerçekte dört ama çizimde üç olarak görünen bu boyutlardan birini daha ihmal edip yerine yeni bir ek boyut   getirmek suretiyle ve en nihayetinde 7 boyutu ihmal ederek (düz zemin olarak göstererek) üstüne üç uzamsal boyut inşa etmek suretiyle 10 uzamsal boyutların her biri veya bir kaçında şekiller üretildi. Sicimlere ait bu şekiller elde edilirken sicimlerin açık uçlu, kapalı uçlu, tek delikli, veya çok delikli olmasına göre bir çok biçimde belirlendi. Bu şekillerin elde edilmesinde çok güçlü matematiksel denklemeler kullanılarak öncelikle sonsuz şekil üretilmesinin yolu kapatıldı. Daha sonra zorunlu olasılıklar içinde sicimlerin boyut ve titreşim örüntülerinden  muhtemel şekiller elde edilerek parçacıkların nasıl üretildiği araştırıldı. Elde edilen sonuçlara göre sicimler, 10 uzamsal boyutun farklı katmanları  içindeki belli örüntülerle titreşerek, elektronları, fotonları, atom çekirdeğinde yer alan kuarkları ve kütle çekim kuvvetini taşıyan graviton parçacıklarını oluşturuyordu. Tamamen ek boyutlar içinde gerçekleşen titreşimler sonucu üretilen parçacıklar, hiçbir şekilde gözlemlenemiyor ve bu parçacıklarla etkileşim gerçekleşemiyordu. Ancak titreşim örüntülerinin bir kısmının üç uzamsal boyut içinde bir kısmının ek boyutlar içinde gerçekleşmesi halinde üretilen parçacıklar gözlemlenemiyorsa da karanlık enerji ve karanlık maddede olduğu gibi genişleme ve çekim kuvveti hissedilebiliyordu.

           Sicim kuramına ait denklemler, kuantum mekaniğinin kütle çekim ilkesini de, görelilik kuramının uzay zaman bükülmesi ilkesini de doğrulayarak iki kuram arasındaki çelişkiyi gideriyordu. Buna göre uzay-zaman bükülüyor ancak kütle çekimin nedeni graviton parçacığıdır. Kütleli cisimler, uzay ve zamanı bükerken graviton parçacığı bükülümün içinde etkileşime geçerek çekim kuvvetini oluşturuyordu. Newton, kütlenin bir çekim gücüne sahip olduğunu söylemiş ancak bu çekimin nedenini açıklayamamıştı, Einstein, kütlenin sadece uzay ve zamanı büktüğünü, ancak çekim kuvvetini sağlayan şeyin kütle değil uzay zaman dokusu olduğunu ileri sürmüştü. Kuantum mekaniği ise kütle çekiminin uzay-zaman dokusunun bükülmesi sonucu değil, graviton adlı parçacığın bu kuvveti gerçekleştirdiğini ileri sürüyordu.  Sicim teorisine göre gravitonun etkileşime geçmesi için uzay ve zamanın bükülü olması gerektiği, uzay ve zamanın bükülmesi için de kütleli cisimlerin uzayda var olması gerektiğini öne sürerek her iki kuram arasındaki çelişkiyi gidermiş oluyordu. 

          Sonuç olarak sicim teorisi, kütle çekim sorununu çözerek, dört ana kuvvetin, maddenin, enerjinin ve çoklu evren oluşumlarının, dolayısıyla uzay ve zamanın da ilk yapı taşı olduğunu ve sicimlerin her şeyi ifade ettiğini ileri sürdü. 

         Gözle görülemeyen ve hiçbir cihazla tespit edilemeyen aşırı uzak, aşırı büyük veya aşırı küçük varlıklar nasıl tespit edilebilir? Bu soruya cevap olabilecek en şık seçenek matematiktir. Matematik bir çeşit teleskop ve mikroskop görevini görmektedir. Üstelik teleskop ve mikroskoptaki gibi görüş gücü sınırlı değildir. Bunu basit bir örnekle izah etmek gerekirse çok uzaklardaki gezegenlerin tespitini örnek olarak gösterebiliriz. En gelişmiş teleskoplarla dahi çok zor görünebilen bir yıldızın çevresindeki gezegenlerin görünmesi tamamen olanaksızdır. Çükü gezegenler yıldızına göre hem yüz binlerce kat daha küçüktür hem de ışık yaymazlar. Fakat matematik böyle bir gezegeni görmemizi sağlayabilir. Yıldızın parlaklığı teleskop aynasına düşen foton miktarı ile hesaplanır; gezegen,  yıldızın önünden geçerken bu parlaklık ve foton miktarından azalmaya neden olacaktır. Ölçülen azalma miktarı ise gezegenin hacmini verecektir, yine yıldızdan gelen fotonların teleskop aynası üzerinde oluşturduğu açısal farklar yıldızın yalpalama miktarını verecektir. Yıldızın yalpalama miktarı gezegenin kütle çekim kuvvetini, bu kuvvetin miktarı ise gezegenin kütlesini verecektir. Hacim ile kütlenin ortalaması ise gezegenin yoğunluğunu verecektir. Hesaplanan yoğunluk miktarı söz konusu gezegenin kayaç, gaz, veya sıvı bir gezegen olup olmadığı bilgisini verecektir. Gezegene çarparak gelen fotonların açısı, enerjisi ve frekansı ise gezegendeki elementler hakkında bilgi verecektir. Yine yıldızın paralaksı yıldızın uzaklığını, yıldızdaki yalpalama ise  gezegenin yıldıza ve aynı zamanda bize olan uzaklığını verecektir. Benzer hesaplamalarla sicim gibi aşırı küçük varlıkların varlığını ve hatta bunların şekil ve hareketlerini de ölçebiliriz. Yine benzer hesaplamalar ile galaksilerin çapı, kütleleri, uzaklıkları, hızları ve hatta evrendeki toplam galaksi ve yıldız sayılarını, toplam atom sayısını ve evrenin çapı gibi devasa büyüklükler ve uzaklıklar hakkında bilgiler edinebiliriz. Matematik, sicimden evrene kadar her yere eş zamanlı ulaşabilen bir bilimdir. Bize düşen ise matematikten elde ettiğimiz bu bilgilerin resmini çizmektir. Böylece matematik sayesinde görünmesi olanaksız olan varlıkları görünür duruma getirebiliyoruz. Belli ekonomik olaylar dizisinin grafiklerine bakarken  yahut coğrafi bir haritaya bakarken aslında tam olarak matematiğin çizdiği söz konusu sonuçların  resmini izlemiş oluyoruz.

             Sicimler titreşirken uzaydan ödünç enerji alarak parçacıkları oluştururlar, parçacık ve anti parçacık birbiriyle temas ettiğinde ise bozunup tekrar sicimlere dönüşürler, Sicime dönüştüklerinde ise enerji borcu ödenmiş olmaktadır. Sicimler elektron ve kuarkları oluştururlar, kuarklar atom çekirdeklerini, atom çekirdekleri elektronla birlikte atomu, atomlar, molekülleri, moleküller de cisimleri oluştururlar. Aynı oluşum, enerji türlerindeki parçacıklar için de geçerlidir.  Elektronun anti parçacığı olan pozitronla çarpışması gibi, bir parçacık, anti parçacığı ile çarpışınca tekrar sicimlere dönüşerek aynı veya farklı başka yeni bir parçacık olma adayı olurlar. Ek boyutlar çok küçük ve üstüne kıvrılmış olmalarından dolayı görme alanımızın dışında kalmaktadır. Evren ilk var olduğunda bir şekilde simetri kırılarak 10 uzamsal boyuttan sadece üçü gelişti. Diğer ek uzamsal boyutlar ilk zamanki ölçeğinde kalarak üstüne kıvrıldı. Bu yüzden sicimlerin dünyasında, atom altı parçacıkların dünyasında ve atom ile atom üstü yapılarda fizik kuralları farklı işlemektedir. Sadece atom üstü yapılarla muhatap olurken her şey bize normal görünmekte ve neden sonuç ilişkisini kurmakta güçlük çekmemekteyiz. Ama eğer atom altı parçacıklar dünyasına yahut sicimlerin dünyasına nüfuz edebilseydik mevcut durumumuza göre her şey bize anormal görünecekti. Yine ışık hızı gibi aşırı  hızlara yahut başka evrenler gibi büyük yapılara ulaşabilseydik yine aynı şaşkınlığı yaşayacaktık. Bizler aşırı büyüklükler ile aşırı küçüklüklerden korunarak normal bir hayat sürdürebiliyoruz. Sicim teorisyenleri, sicim ve ek boyut ilişkisinin sadece paralel evrenlere değil, aynı zamanda evren olmayan bazı varlıklara da kapı araladığını ve hatta boyutlardan birinin Allah’a götüreceğini öne sürmüşlerdir.

 

Z. Abidin TOPRAK


Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Zamanın Yönü Tersine Döndürülebilir mi?

29.09.2023

         Her madde ve enerji bütün veya parçalar halinde uzayda yolculuk yapar. Madde ve enerji parçalarının bu yolculukta ileriye, geriye, yukarıya, aşağıya, sağa, sola ve bunların arasında kalan bütün açılarda hareket etmeleri mümkündür. Hareketin tek bir yönü olmakla birlikte gidilen yönün tersine geri dönmek, herha...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Referanslar

25.09.2023

       Referans; herhangi bir büyüklüğün miktarına kaynak, ölçü veya kıyas oluşturan başka bir büyüklüktür.  Evrende bulunan her şeyin bir miktarı vardır. Bu miktarların ne kadar az, çok, büyük veya küçük, olduğu ancak başka bir referansa göre belirlenebilir. Hiçbir büyüklük tek baş...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Aşırı hızlardaki sükunet

23.07.2023

Maddelerdeki elektronlar saniyede 300 bin kilometreye yakın hızlarda hareket ediyor. Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 km, Güneş’in etrafında saatte 107.000 km hızla dönüyor. Güneş, kendi etrafında saatte 7.000 km, bütün gezegenleriyle birlikte bir sistem olarak Samanyolu Galaksisi’nin etraf...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İstemediğimiz olayları hayatımızın geçmişinden silmemiz mümkün mü? (Zaman oyunları)

02.06.2023

Masanızdaki kâğıda kalemle derin bir çizgi çiziyorsunuz. Çizginin izi, kâğıdın altındaki deri kaplamada da çıkıyor, hatta aynı çizginin izi derinin altındaki ahşap yüzeye de geçiyor. Sonra kağıttaki çizgiyi siliyorsunuz, deriyi deforme eden çizik izini de düzeltip eski durumuna getiriyorsunuz, daha sonra da ahşap ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Schrödinger’in Kedisi

30.04.2023

Schrödinger’in kedisiGünümüz dünya insanlarının yaklaşık % 95’i Schrödinger’in kedisinin hayatı...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Pencerenizden içeri girenler

31.12.2022

Açık bıraktığınız pencerenizden evinizin içine soğuk, dolu, toz böcek, gürültü, fare veya hırsız girebilir. Bunlar evinizin içine girdiğinde sizin için dört seçenek belirecektir. Bunlardan biri;...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Maddenin ana taşıyıcı kolonları

21.12.2022

Bir binayı taşıyan ana güç, kolonlarıdır. Bu yüzden en sağlam olması gereken de yine kolonlardır. Bu güvence insan için son derece önemlidir. Ne var ki her şeye rağmen bütün madde ve cisimler görece kolaylıkla parçalanabilirler. Bunun tek istisnası ise atom çekirdeğidir. ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Şeytan diyor ki;

13.12.2022

...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Tuğla

11.11.2022

      "Temeline harç olmak" ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Tanımsız

27.10.2022

Acıları yere gömmek vardı yeryüzünde mutlu kalmak İnsanlar gömüldü yere ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Görgüsüzlük

17.10.2022

...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Akıl ve acı

25.09.2022

George Floyd, ABD’nin beyaz polisi tarafından, diziyle boğazına 9 dakika boyunca bastırılmas...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İyi bir kötülük türü yoktur

19.08.2022

En kötü kötülük iyi bir değer adına işlenen kötülüklerdir. Allah adına bir kötülük işlendiğinde  iki seçenek aktive olmaya başlar. Ya insanlar Allah’a teslimiyet göstermeye devam edip o kötülüğü meşru görecek, destekleyecek ve Allah’ın rızasını kazanm...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Ücretsiz güzellik merkezi

02.08.2022

İnsanların çoğu genellikle dışına yatırım yapıyor. Dışa yapılan yatırım zamanla bozulur. İçe yapılan yatırım ise kalıcıdır. Şöyle bir güzellik merkezi düşünün: -Her türlü kötü ahlak güzelleştirilir. ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kadınlar ve erkekler

18.07.2022

...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kadife Kaplı Çöpler

17.06.2022

              Evdeki halınızı severek almışsınız. Ama yorgan diye kimin üstünü o halıyla örterseniz üzerinden fırlatıp atacaktır. Buzdolabınız gayet güzeldir. Fakat içine ayakkabılarınızı koyarsanız kimse o dolabın kapısını açmayı istemez. Işıl ışıl parlayan güzel tencerenizi ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İnsanlık hangi sonuca bağlanacak?

14.05.2022

         Dünyanın yaşanmaz hale gelmesi halinde insan neslinin devam etmesini sağlamak için önerilen en güçlü çözüm, başka bir gezegene taşınmak olarak belirtiliyor. Ancak yakın çevremizde yaşamaya elverişli bir gezegen olmadığından en iyimser haliyle böyle bir gezegenin bizden yüz mily...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Çeşitlilik

24.03.2022

        Çeşitlilik bir gereklilik midir, kaçınılmazlık mıdır, faydalı mıdır, zararlı mıdır ?  Bu soruların yanıtını bilmeden çoğu defa çeşitliliği bir engel olarak görür...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Hızlı Zaman Endişesi

24.02.2022

          Bir çocukla bir saatlik yolculuk yaptığınızda çocuk neredeyse her on dakikada bir size; "daha gelmedik mi" diye sorar. Başta yolculuğun bir saat süreceğini söylemiş olmanıza rağmen sık sık bu soruyla muhatap olursunuz. Siz çoğun sabırsızlığından, o da sizin sabrınızdan şikayet...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum

25.01.2022

         Kuantum fiziği veya kuantum mekaniği evreni “miktarlar” üzerinde açıklayan bir bilimdir. Buna nicem veya dalga mekaniği de denir. Kuanta, “miktar” demektir. Latince kökenli bu kelimenin orijinali  kuantus, yani “ne büyüklükte ne kadar” anlamındadır. Do...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum Belirsizlik İlkesi

24.12.2021

               Werner Heisenberg ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Çift Yarık Deneyi (Young Deneyi)

30.11.2021

          Çift yarık deneyi; fizik, optik ve kuantum fiziğine çok değerli katkılar sunmuş...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum Dolanıklık

25.11.2021

           Atom altı noktasal parçacıklardan her birinin diğeriyle aynı olan bir eş parçacığı vardır. Bunların birbirinden tek farkı biri hangi yöne doğru dönüyorsa eşi bunun tersi yönünde dö...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Yokluk

15.11.2021

             Yokluk denince çoğumuzun aklına içinde hiçbir şeyin bulunmadığı boş bir alan, ya da boş ve karanlık bir ortam gelir. Halbuki boşluk ve alan uzaya ait uç boyutlu bir varlıktır ve içinde hiçbir şey olmasa da bu alanlar yokluk demek değildir. Bunu böyle algılamamızın nedeni yokluğu, ona yakın bir va...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum Sıçraması

08.11.2021

             Kuantum sıçraması kavramı, ilk defa 1913’te Danimarkalı fizikçi Niels Bohr tarafından kullanılarak bilim literatürüne girdi. Bu, aynı zamanda modern atom teorisiydi. Buna göre atom çeki...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Işığın Gizemli Dünyası

21.10.2021

       ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kaçınılmazlık

13.09.2021

Kaçınılmazlık deneyden daha güçlü bir argümandır. Deney düzeneklerinde hesaba katılmayan küçük bir ayrıntı olabilir ve bu ayrıntı yüzünden deneyin sonucu farklı çıkabilir veya sonuç aynı olduğu halde neden farklı olabilir. Fakat kaçınılmazlık alternatifsiz seçenektir.  Eğer  2+X = ? diye bir soru sorulursa hem X’in değeri için sonsuz s...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

SU

06.08.2021

Su, bir oksijen ve iki hidrojen elementinden oluşan kimyasal bir bileşiktir. Oksijenin yakıcı, hidrojenin de yanıcı olmasına karşın su yangın söndürücü bir özelliğe sahiptir. Tadı ve kokusu olmayan suyun rengi hafif mavidir. Bunun nedeni kırmızı dalga boylarındaki  ışığı bir miktar emmesidir.  Canlılar için su kaçınılmazdır. Bazı mikroo...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Büyüklük ve Küçüklüğü Tasarlamak

26.07.2021

Bir gün evinizin kapısını açıp içeri girdiğinizde evdeki eşyanın, olduğundan daha büyük veya daha küçük olduğunu görürseniz ne düşünürsünüz? Söz gelimi masanızdaki 30 santimetrelik cetvelin 3 metre kadar uzadığını, çamaşır makinanızın kibrit ku...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Algı Ötesi Tek Yönlülük

28.06.2021

Tabiatta çok değerli ve bir o kadar da cazip sırlar bulunmaktadır. Bu sırlar bazen algılarımıza sığmayan, bazen çok ilginç, bazen de evren içinde...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Canlılık

31.05.2021

  Eğer bir gün yürürken yol kenarında bulunan bir kaya parçasının kımıldadığını, hareket edip yürüdüğünü, sonra size dönüp gülümsediğini ve “gel” diye seslendiğini görürseniz, ya küçük dilinizi yutar ya da tabana kuvvet d...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Mesafeler

29.04.2021

               Mesafe nedir, mesafeler olmasaydı bütün her şey nasıl görünecekti, bilinen en uzun ve en kısa mesafe hangileridir, bunların arasındaki oransal ortalama ne kadardır? Bu mesa...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Her Şey Ne Kadardır? (Evrenin Miktarı)

30.03.2021

Evren beş ana varlıktan oluşuyor. Bunlar; uzay, zaman, madde, enerji  ve bilgidir. Evren 13.8 milyar yıl önce Big-Bang (Büyük Patlama) ile bir sıfır hacim içinde (yoktan) var edildi. Bu olay en b...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kara Delikler

18.03.2021

Kara delikler birer maddedir. Kara delikleri anlamak için öncelikle maddenin nasıl oluştuğu, nasıl topaklandığı ve kütle çekim kuvvetinin uzay ve zamanı nasıl deforme ettiğini bilmek gerekiyor. Kütlesi olan her varlık kütle çekim...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Zamanda Yolculuk Yapılabilir mi?

17.02.2021

Aslında ışık ve ışık hızında yol alan enerji parçacıkları hariç diğer her şey zamanda yolculuk yaparlar. Yolculuk denince çoğu insan bunu uzayda  yapılan yolculuk olarak anlıyor. Teorik olarak yolculuk uzayda, zamanda ve ikisinde olmak üzere üç şekilde yapılabilir. Uzay veya zamanın  iki noktası  arasında alınan mesafeye yolculuk d...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İhtiyaç, Kaynak ve Bölüşüm Problemi

12.02.2021

Eğer ihtiyaçlar sınırlı ve kaynaklar sınırsız olsaydı iktisat bilimine gerek olmazdı.  Tıpkı hastalık ve ölümün olmaması halinde tıp bilimine ihtiyaç duyulmayacağı gibi. Fakat insan ihtiyaçları sonsuz, dünya kaynakları ise sınırlıdır. Bu, ihtiyaç – kaynak ilişki...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Onu nasıl hayal etmek isterdiniz?

13.01.2021

Sevdiğiniz bir insanı nasıl hayal etmek istersiniz? Fiziğini, giyimini, yaşını, karekterini, eylem, düşünce ve yaklaşımlarını nasıl tasvir edersiniz? Sözgelimi onu kusursuz görebilir veya ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Adalet mi, İyilik mi?

27.11.2020

Adalet kavramı  iyilik veya kötülük kavramlarından daha farklı bir durumu ifade eder.  Adalet; iyilikte de kötülükte de eşit fırsatlara sahip olmayı ifade eder.  Yüce Alla...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Zaman, son yıllarda gerçekten hızla akıp gidiyor mu?

20.11.2020

Zaman, son yıllarda gerçekten hızla akıp gidiyor mu? ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Bu Akşam Her Şey Büyüyecek

16.11.2020

Bir pazar sabahı koltuğunuza yan uzanmış sehpadan kahvenizi yudumluyorsunuz. Ancak birazdan sıra dışı bir olay gerçekleşecek. Elinizi tekrar fincana uzattığınızda fincanınızın bir tas kadar büyüdüğünü göreceksiniz. Büyük bir şaşkınlıkla elinizi çekip fincana odaklanacaksınız. Şaşkınlığınız her saniye artmaktadır, çünkü fincan her saniye düzenli ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kadını ve Erkeği Tasarlamak

02.11.2020

Bir erkek için kadın ne kadar caziptir? Aynı şekilde bir kadın için erkek ne kadar caziptir? Her bir soruyu muhatabına sormak daha anlamlıdır. Henüz yaratılmazdan önce erkek-dişi veya kadın ve erkek gibi iki cazip cinsiyet kimin aklına gelebilirdi? Kim bunları tasarlayıp h...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kapılardaki Yazı

30.10.2020

Adam hayretler içindeydi. Alacaklı olduğu herkes onar dakika arayla kendisine borcunu ödemeye geliyordu. Borçluların başına saksı mı düşmüştü, yoksa gece hep beraber rüya mı görmüşlerdi?  Hiçbir umudu kalmamışken bir anda iflastan kurtulmuş ve tekrar eski zenginliğine kavuşmuştu. Art...


Devamını Gör