İpek Yolu Haber Ajansı

İhtiyaç, Kaynak ve Bölüşüm Problemi






Eğer ihtiyaçlar sınırlı ve kaynaklar sınırsız olsaydı iktisat bilimine gerek olmazdı.  Tıpkı hastalık ve ölümün olmaması halinde tıp bilimine ihtiyaç duyulmayacağı gibi. Fakat insan ihtiyaçları sonsuz, dünya kaynakları ise sınırlıdır. Bu, ihtiyaç – kaynak ilişkisindeki ilk sorun ve iktisadın da ilk temel konusudur. İkinci en büyük sorun ise erişilebilir mevcut kaynakların mevcut nüfusa dağılımına ilişkin yakıcı sorundur ki bu sorun iktisat biliminin en büyük alanını oluşturmaktadır. İnsanlık tarihi boyunca nüfus ve kaynak dengesi  hep sorunlu olmuştur. Bu sorun, su dolu bir kabın üstündeki yağ gibi bir fotoğraf üretmiştir.  Su nüfusu, yağ ise kaynakları ifade eder. Suyun üstündeki yağ topakları homojen değildir. Bir yerde büyük bir topak, diğer bazı alanlarda orta ve küçük topaklar, bazı alanlarda çok küçük mikro damlacıklar bulunurken bazı alanlarda da hiç yağ bulunmamaktadır. Mevcut fotoğrafta topağın büyüklüğü ile sayısı ters orantılıdır. Topaklar büyüdükçe sayı azalmakta, küçüldükçe sayı çoğalmaktadır. Bu adaletsizlik karşısında iktisatçılar farklı teoriler geliştirmişlerdir.

 İhtiyaçlar konusunda en popüler teori Amerikalı psikolog  Abraham Maslow’un  1943 yılında ortaya attığı ihtiyaçlar hiyerarşisidir. “Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarşisi” olarak bilinen bu teoriye göre insan ihtiyaçları fizyolojik ihtiyaçlar, güvenlik ihtiyaçları, ait olma ihtiyacı, saygınlık ihtiyacı ve kendini gerçekleştirme ihtiyacı olmak üzere beş aşamada gerçekleşir. Teori, mevcut aşamadaki ihtiyacını karşılayamamış olanın sonraki aşamada yer alan ihtiyacının olamayacağını kabul eder.  Nitekim tasarrufun iktisattaki tanımı; ”ihtiyaçların öncelik sırasına göre temin edilmesi” şeklindedir. Maslow, ihtiyacın ilk aşamasını yaşayan bir bireyin aynı anda ikinci aşamadaki ihtiyacının olamayacağını iddia ederken aslında nüfus, ihtiyaç ve kaynak düzlemindeki adaletsizliğin gerçek bir adaletsizlik olmadığı sonucunu da üretmiş olmaktadır. Buna göre çok kaynağa sahip olanın ihtiyaçlar çok, az kaynağa sahip olanın ihtiyaçları ise azdır. Bu varsayıma göre ihtiyaçların karşılanması noktasında su üstündeki en küçük yağ damlacığı ile en büyük yağ topağı arasında herhangi bir fark ve adaletsizlik bulunmamaktadır, çünkü herkes ihtiyacını karşılayabilmektedir. Bunun tek istisnası ise mevcut aşamadaki ihtiyacını karşılayamayanlardır.

 

İngiliz iktisatçı Thomas Malthus ise fakirliğin bazı insanlar için kaçınılmaz olduğunu öne sürmüştür.  Dünya nüfus hızının kaynak  üretme  hızından daha yüksek olması nedeniyle bazı insanların fakir ve talihsiz olmasının da doğal olduğunu  ileri sürerek Darwin’i  ve evrim teorisini  etkilemiştir.

İktisadın babası olarak kabul edilen İskoç asıllı Filozof Adam Smith ise;  piyasaları görünmez el teorisi ile açıkladı. Smith’e göre ekonomi ve piyasalarda her zaman  doğal bir düzen bulunmakta ve buna yapılabilecek her türlü müdahale bu düzeni bozmaktadır.  Filozof David Hume’un düşüncelerinden de etkilenen Smith, herkesin kendi çıkarı için hareket ettiğini ve bunun toplum yararına olduğunu, kendisi için en iyi olanını yapan bireylerin toplum için de en iyisini yapmış olacaklarını öne sürerek serbest piyasa ekonomisinin en önemli savunucularından oldu.

Görüşleri ile dünyayı ikiye bölen en etkili iktisat teorilerinden birini de Karl Marx ortaya atmıştır. Marx’’a göre ihtiyaç ve kaynak dengesinde denge bozucu en önemli faktörün emekçinin ürettiği değerden yararlandırılmamasıydı. Bu sorunu ve buna bağlı çözümü artı değer teorisiyle açıkladı. Buna göre emekçiler ürettikleri değer kadar değil, ancak yaşayabilecekleri kadar ücret alıyor ve ürettikleri  değerin tamamını  kaynak/sermaye sahipleri alıyordu.  Sermaye sahipleri piyasa ihtiyacından daha fala üretim gerçekleştirirken çalışana ne ihtiyacı kadar ne de ürettikleri değer kadar ücret veriyordu.  Halbuki üretilen değer işçinin hakkıydı. Karl Marx,  serbest piyasa ekonomisine, sınıf ayırımı ve kapitalist ekonomik sisteme karşı çıkan ve teorilerini bilimsel temellere dayandıran en önemli iktisatçılardan biri olarak tarihteki yerini aldı.  Marx ve Engels, ihtiyaç, kaynak ve bölüşüm sorununun işçilerin yapacakları devrimle çözüleceğini, kapitalist sistemin insan doğasına aykırı olduğunu, bu yüzden  bir aşamadan sonra işçi sınıfının üretim araçlarını ele geçireceğini, burjuva sınıfının sona ereceğini, devletsiz, sınıfsız ve mülkiyetsiz bir toplumun oluşacağını, kapitalist sistemin bu aşamaları zorunlu kılacağını öne sürerek dünya tarihinin en farklı ve en radikal iktisat teorilerini geliştirdi. Bu teori, işçi sınıfı, köylü sınıfı, ezilen ve sömürülen proleterya  için büyük ve beklenmedik bir umut oldu.  Teorinin son aşaması bu güne kadar gerçekleşmese de dünya iktisat anlayışında çok ciddi sarsılmalara neden oldu. Marx, iktisadi düşünlerini yazdığı ciltler dolu kitaplarda en küçük ayrıntıları ihmal etmeden yazdı. Teoriyi pratize eden bu çalışmaları dünyanın en az yarısını etkiledi.

Kendi döneminin en önemli iktisatçılarından olan John Maynard Keynes, Adam Smith’in aksine piyasaların her zaman kusursuz işlemediğini, bu yüzden de kamu müdahalesinin zorunlu olduğunu savunarak kapitalizmin tıkanan damarlarından birini açmayı başardı.  Nitekim 1929 krizinde Keynes’in iktisat politikaları uygulanarak kriz aşılabildi.

Neoklasik iktisatçıların en ünlü isimlerinden olan Irving Fisher, Firiedman ve onları takip eden diğer iktisatçılar miktarlar teorisini ortaya atarak niceliğin niteliği nasıl etkilediğini ortaya koydu.  Fisher Denklemi olarak da bilinen bu teoriye göre para miktarındaki artış paradaki değerin azalışına ve enflasyonun yükselmesine neden olur. Fayda teorisini de geliştiren bu iktisatçıların görüşleri hala etkinliğini korumaktadır. Nitekim arz ve talep ilişkisi bu teori üzerinde şekillendi. Ne var ki Neoklasik İktisatçıların görüşleri 1929 krizini yönetemedi.

İslam ekonomi modeli ise; serbest piyasa ve özel mülkiyeti savunmakla birlikte kaynakların bölüşümü, tekelcilik, tüketicinin aleyhine işleyen stoklama, faiz, üretim ve tüketimde yaşanabilecek ihtiyaç fazlası israf konularında kamu müdahalesini zorunlu görmektedir.  Esasen elinde güçlü bir sermaye bulunduran ve buna bağlı yüksek gelir elde edenler yoksulların sermaye ve gelirdeki paylarını sınırlamakla kalmıyor aynı zamanda yoksulun sermaye ve gelir elde etmek için gerekli koşulları da sınırlandırıyor. Güçlü sermaye sahipleri, rekabet, teknoloji, üretim araçları, üretim alanları ve üretim kaynaklarının çoğunu yönettiğinden çok çalışmak, doğru çalışmak, etkin ve verimli çalışmak yoksulların kalkınmasını sağlamaya yetmiyor. Yoksul ve güçsüzlere de ait olması gereken nötral ortam ve koşullar sermaye sahiplerince tekelleştirildiğinden yoksulların manevra alanı son derece sınırlandırılmıştır.  Başka bir ifade ile yoksul ve güçsüzlerin koşul, olanak, ve potansiyeli de sermaye sahiplerinin eline geçmiştir. Bu yüzden  İslam ekonomi sistemi, meşru da olsa aşırı zenginleşmeyi kısmen frenleyen, yoksulun potansiyel olanaklardan yoksun bırakılmasına karşılık zenginden alınıp yoksula verilmesini öngören zekat sistemini zorunlu görmektedir. Bölüşümde sağlanan bu kamu müdahalesi sınırsız olmayıp belli oranlar ve ölçüler içinde gerçekleştirilir. Bu, aynı zamanda iki sınıf arasındaki makasın fazlaca açılmasını önleyerek yoksulların potansiyel ekonomik alanlara dahil olmasını sağlayacaktır. Böylece bir yandan serbest ekonomi, özel mülkiyet ve zenginleşme korunurken diğer tarafta da potansiyel olarak yoksulun da bu sisteme entegre olmasını sağlamaktadır.  Bu sistem, bir yandan ekonomik kalkınmayı sağlarken diğer tarafta kaynakların bölüşümüne de bir denge getirmektedir.  İslam ekonomi modelinde kar ve zenginlik için israf yoluna gidilemez. Dünyanın lokal veya küresel kaynakları ihtiyaçtan fazla üretilemez ve ihtiyaçtan fazla tüketilemez. İhtiyaç fazlası üretim ve tüketimin reklam ve çeşitli araçlarla ihtiyaçmış gibi topluma arzı yapılamaz. Bu modelde bir ürününün aynı miktarda  yine kendi cinsiyle değişimi sırasında satıcıya ilave bir hak, alıcıya da fazladan bir yükümlülük  getirmemelidir. İslam ekonomi modelinde tekel niteliğindeki bir ürünün fiyatlandırılmasında kamunun fiyata müdahale etme hakkı bulunmaktadır. Ayrıca satıcılar, tüketicinin aleyhine ve satışa kapalı olan bir stoklamaya girişemezler.

Bütün ekonomik olaylar birbirini etkilerken aynı zamanda dünyadaki diğer bütün olaylar, ihtiyaçlar, insan tercihleri ve insan psikolojisi de ekonomik olayları etkilemektedir. Bu yüzden iktisadi ilkeleri belirlemek ve uzun vadeli öngörülerde bulunmak son derece zordur. Bütün iktisat teorileri ve bütün çabalara rağmen ihtiyaç, kaynak ve bölüşüm dengesi sağlanamamıştır. Bunun en önemli nedeni sermaye ve üretim araçlarını ellerinde bulunduranların aynı zamanda ekonomik kaynakları, ekonomik alanları ve ekonomik fırsatları da  ele geçirmiş olmalarıdır. Güçlendikçe daha çok fırsata sahip olmak, zayıfladıkça daha çok fırsatlardan yoksun kalmak bir tarafın yolunu daha çok açarken diğer tarafın yollarını neredeyse tamamen kapatmaktadır. Böylece bir taraf daha az bir eforla daha çok kazanırken diğer taraf daha büyük bir eforla daha az kazanmaktadır. Bu da gelir ve servetin asimetrik dağılımına, asimetrik topaklanmalara ve bir taraf için umudun gittikçe yok olmasına yol açmaktadır. Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık toplantısından önce İngiliz Yardım Kuruluşu  Oxfam’ın 2017 yılında yayımladığı  "Önemseme Zamanı" başlıklı raporunda, dünyanın yüzde 1’ini oluşturan en zengin kesimin, 6,9 milyar kişiden 2 kat daha fazla zengin olduğunu belirtti. Bu korkunç bir tablodur.

Bu durum satrançta kazanılan her galibiyet karşılığında galip tarafın rakibinin her bir hamlesine karşılık ilave iki hamle hakkını elde etmesi gibi kazanma fırsatını birinden alıp diğerine aktarmaktadır. Böylece her bir yenilgi bir sonraki yenilgiyi kaçınılmaz kılarken aynı şekilde her bir galibiyet bir sonraki galibiyeti garanti etmektedir. Bu durumda ya çok kazananlar gelir ve servetinin belli bir kısmını belli bir oran dahilinde yoksullara vermeli, ya da yoksula kaybettirilen fırsatlar yeniden sağlanmalıdır. İkisi de aynı sonucu doğurur. Servet sahiplerinin yoksullara verecekleri pay; yardım ve bağış nitelikli değil yoksullara ait fırsatların kullanım bedeli olarak bizzat yoksulun hakkı şeklinde gerçekleşmelidir. Astronomik boyutlara varan asimetrik bölüşümün başka bir soruna sebep olmaksızın adil dengeye yaklaştırılmasında en etkin çözüm  yoksula tanınacak böyle bir hak sahipliği olabilir. Bu, uzaklaşanın hızını yavaşlatıp yaklaşmaya çalışanın hızını artırarak aradaki makasın anormal düzeyde açılmasını engelleyecektir. Diğer tarafta yoksulun ömür boyu yoksul kalmasını önleyecektir.

Z. Abidin Toprak

 

Yorumlar

Bu yazıya henüz yorum yapılmamış. İlk yorum yapan siz olun.

Yorum Yaz

Diğer Yazılar

Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Zamanın Yönü Tersine Döndürülebilir mi?

29.09.2023

         Her madde ve enerji bütün veya parçalar halinde uzayda yolculuk yapar. Madde ve enerji parçalarının bu yolculukta ileriye, geriye, yukarıya, aşağıya, sağa, sola ve bunların arasında kalan bütün açılarda hareket etmeleri mümkündür. Hareketin tek bir yönü olmakla birlikte gidilen yönün tersine geri dönmek, herha...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Referanslar

25.09.2023

       Referans; herhangi bir büyüklüğün miktarına kaynak, ölçü veya kıyas oluşturan başka bir büyüklüktür.  Evrende bulunan her şeyin bir miktarı vardır. Bu miktarların ne kadar az, çok, büyük veya küçük, olduğu ancak başka bir referansa göre belirlenebilir. Hiçbir büyüklük tek baş...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Aşırı hızlardaki sükunet

23.07.2023

Maddelerdeki elektronlar saniyede 300 bin kilometreye yakın hızlarda hareket ediyor. Dünya, kendi ekseni etrafında saatte 1670 km, Güneş’in etrafında saatte 107.000 km hızla dönüyor. Güneş, kendi etrafında saatte 7.000 km, bütün gezegenleriyle birlikte bir sistem olarak Samanyolu Galaksisi’nin etraf...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İstemediğimiz olayları hayatımızın geçmişinden silmemiz mümkün mü? (Zaman oyunları)

02.06.2023

Masanızdaki kâğıda kalemle derin bir çizgi çiziyorsunuz. Çizginin izi, kâğıdın altındaki deri kaplamada da çıkıyor, hatta aynı çizginin izi derinin altındaki ahşap yüzeye de geçiyor. Sonra kağıttaki çizgiyi siliyorsunuz, deriyi deforme eden çizik izini de düzeltip eski durumuna getiriyorsunuz, daha sonra da ahşap ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Schrödinger’in Kedisi

30.04.2023

Schrödinger’in kedisiGünümüz dünya insanlarının yaklaşık % 95’i Schrödinger’in kedisinin hayatı...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Pencerenizden içeri girenler

31.12.2022

Açık bıraktığınız pencerenizden evinizin içine soğuk, dolu, toz böcek, gürültü, fare veya hırsız girebilir. Bunlar evinizin içine girdiğinde sizin için dört seçenek belirecektir. Bunlardan biri;...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Maddenin ana taşıyıcı kolonları

21.12.2022

Bir binayı taşıyan ana güç, kolonlarıdır. Bu yüzden en sağlam olması gereken de yine kolonlardır. Bu güvence insan için son derece önemlidir. Ne var ki her şeye rağmen bütün madde ve cisimler görece kolaylıkla parçalanabilirler. Bunun tek istisnası ise atom çekirdeğidir. ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Şeytan diyor ki;

13.12.2022

...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Tuğla

11.11.2022

      "Temeline harç olmak" ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Tanımsız

27.10.2022

Acıları yere gömmek vardı yeryüzünde mutlu kalmak İnsanlar gömüldü yere ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Görgüsüzlük

17.10.2022

...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Akıl ve acı

25.09.2022

George Floyd, ABD’nin beyaz polisi tarafından, diziyle boğazına 9 dakika boyunca bastırılmas...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İyi bir kötülük türü yoktur

19.08.2022

En kötü kötülük iyi bir değer adına işlenen kötülüklerdir. Allah adına bir kötülük işlendiğinde  iki seçenek aktive olmaya başlar. Ya insanlar Allah’a teslimiyet göstermeye devam edip o kötülüğü meşru görecek, destekleyecek ve Allah’ın rızasını kazanm...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Ücretsiz güzellik merkezi

02.08.2022

İnsanların çoğu genellikle dışına yatırım yapıyor. Dışa yapılan yatırım zamanla bozulur. İçe yapılan yatırım ise kalıcıdır. Şöyle bir güzellik merkezi düşünün: -Her türlü kötü ahlak güzelleştirilir. ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kadınlar ve erkekler

18.07.2022

...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kadife Kaplı Çöpler

17.06.2022

              Evdeki halınızı severek almışsınız. Ama yorgan diye kimin üstünü o halıyla örterseniz üzerinden fırlatıp atacaktır. Buzdolabınız gayet güzeldir. Fakat içine ayakkabılarınızı koyarsanız kimse o dolabın kapısını açmayı istemez. Işıl ışıl parlayan güzel tencerenizi ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

İnsanlık hangi sonuca bağlanacak?

14.05.2022

         Dünyanın yaşanmaz hale gelmesi halinde insan neslinin devam etmesini sağlamak için önerilen en güçlü çözüm, başka bir gezegene taşınmak olarak belirtiliyor. Ancak yakın çevremizde yaşamaya elverişli bir gezegen olmadığından en iyimser haliyle böyle bir gezegenin bizden yüz mily...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Çeşitlilik

24.03.2022

        Çeşitlilik bir gereklilik midir, kaçınılmazlık mıdır, faydalı mıdır, zararlı mıdır ?  Bu soruların yanıtını bilmeden çoğu defa çeşitliliği bir engel olarak görür...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Hızlı Zaman Endişesi

24.02.2022

          Bir çocukla bir saatlik yolculuk yaptığınızda çocuk neredeyse her on dakikada bir size; "daha gelmedik mi" diye sorar. Başta yolculuğun bir saat süreceğini söylemiş olmanıza rağmen sık sık bu soruyla muhatap olursunuz. Siz çoğun sabırsızlığından, o da sizin sabrınızdan şikayet...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum

25.01.2022

         Kuantum fiziği veya kuantum mekaniği evreni “miktarlar” üzerinde açıklayan bir bilimdir. Buna nicem veya dalga mekaniği de denir. Kuanta, “miktar” demektir. Latince kökenli bu kelimenin orijinali  kuantus, yani “ne büyüklükte ne kadar” anlamındadır. Do...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum Belirsizlik İlkesi

24.12.2021

               Werner Heisenberg ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Çift Yarık Deneyi (Young Deneyi)

30.11.2021

          Çift yarık deneyi; fizik, optik ve kuantum fiziğine çok değerli katkılar sunmuş...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum Dolanıklık

25.11.2021

           Atom altı noktasal parçacıklardan her birinin diğeriyle aynı olan bir eş parçacığı vardır. Bunların birbirinden tek farkı biri hangi yöne doğru dönüyorsa eşi bunun tersi yönünde dö...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Yokluk

15.11.2021

             Yokluk denince çoğumuzun aklına içinde hiçbir şeyin bulunmadığı boş bir alan, ya da boş ve karanlık bir ortam gelir. Halbuki boşluk ve alan uzaya ait uç boyutlu bir varlıktır ve içinde hiçbir şey olmasa da bu alanlar yokluk demek değildir. Bunu böyle algılamamızın nedeni yokluğu, ona yakın bir va...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kuantum Sıçraması

08.11.2021

             Kuantum sıçraması kavramı, ilk defa 1913’te Danimarkalı fizikçi Niels Bohr tarafından kullanılarak bilim literatürüne girdi. Bu, aynı zamanda modern atom teorisiydi. Buna göre atom çeki...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Işığın Gizemli Dünyası

21.10.2021

       ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kaçınılmazlık

13.09.2021

Kaçınılmazlık deneyden daha güçlü bir argümandır. Deney düzeneklerinde hesaba katılmayan küçük bir ayrıntı olabilir ve bu ayrıntı yüzünden deneyin sonucu farklı çıkabilir veya sonuç aynı olduğu halde neden farklı olabilir. Fakat kaçınılmazlık alternatifsiz seçenektir.  Eğer  2+X = ? diye bir soru sorulursa hem X’in değeri için sonsuz s...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

SU

06.08.2021

Su, bir oksijen ve iki hidrojen elementinden oluşan kimyasal bir bileşiktir. Oksijenin yakıcı, hidrojenin de yanıcı olmasına karşın su yangın söndürücü bir özelliğe sahiptir. Tadı ve kokusu olmayan suyun rengi hafif mavidir. Bunun nedeni kırmızı dalga boylarındaki  ışığı bir miktar emmesidir.  Canlılar için su kaçınılmazdır. Bazı mikroo...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Büyüklük ve Küçüklüğü Tasarlamak

26.07.2021

Bir gün evinizin kapısını açıp içeri girdiğinizde evdeki eşyanın, olduğundan daha büyük veya daha küçük olduğunu görürseniz ne düşünürsünüz? Söz gelimi masanızdaki 30 santimetrelik cetvelin 3 metre kadar uzadığını, çamaşır makinanızın kibrit ku...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Algı Ötesi Tek Yönlülük

28.06.2021

Tabiatta çok değerli ve bir o kadar da cazip sırlar bulunmaktadır. Bu sırlar bazen algılarımıza sığmayan, bazen çok ilginç, bazen de evren içinde...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Canlılık

31.05.2021

  Eğer bir gün yürürken yol kenarında bulunan bir kaya parçasının kımıldadığını, hareket edip yürüdüğünü, sonra size dönüp gülümsediğini ve “gel” diye seslendiğini görürseniz, ya küçük dilinizi yutar ya da tabana kuvvet d...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Mesafeler

29.04.2021

               Mesafe nedir, mesafeler olmasaydı bütün her şey nasıl görünecekti, bilinen en uzun ve en kısa mesafe hangileridir, bunların arasındaki oransal ortalama ne kadardır? Bu mesa...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Her Şey Ne Kadardır? (Evrenin Miktarı)

30.03.2021

Evren beş ana varlıktan oluşuyor. Bunlar; uzay, zaman, madde, enerji  ve bilgidir. Evren 13.8 milyar yıl önce Big-Bang (Büyük Patlama) ile bir sıfır hacim içinde (yoktan) var edildi. Bu olay en b...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kara Delikler

18.03.2021

Kara delikler birer maddedir. Kara delikleri anlamak için öncelikle maddenin nasıl oluştuğu, nasıl topaklandığı ve kütle çekim kuvvetinin uzay ve zamanı nasıl deforme ettiğini bilmek gerekiyor. Kütlesi olan her varlık kütle çekim...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Zamanda Yolculuk Yapılabilir mi?

17.02.2021

Aslında ışık ve ışık hızında yol alan enerji parçacıkları hariç diğer her şey zamanda yolculuk yaparlar. Yolculuk denince çoğu insan bunu uzayda  yapılan yolculuk olarak anlıyor. Teorik olarak yolculuk uzayda, zamanda ve ikisinde olmak üzere üç şekilde yapılabilir. Uzay veya zamanın  iki noktası  arasında alınan mesafeye yolculuk d...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Onu nasıl hayal etmek isterdiniz?

13.01.2021

Sevdiğiniz bir insanı nasıl hayal etmek istersiniz? Fiziğini, giyimini, yaşını, karekterini, eylem, düşünce ve yaklaşımlarını nasıl tasvir edersiniz? Sözgelimi onu kusursuz görebilir veya ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Adalet mi, İyilik mi?

27.11.2020

Adalet kavramı  iyilik veya kötülük kavramlarından daha farklı bir durumu ifade eder.  Adalet; iyilikte de kötülükte de eşit fırsatlara sahip olmayı ifade eder.  Yüce Alla...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Her Şeyin Teorisi (Sicim Kuramı)

23.11.2020

              Her şey ne demektir? Her şey bir şeyden mi yaratıldı ? Eğer böyleyse madde, enerji, zaman,...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Zaman, son yıllarda gerçekten hızla akıp gidiyor mu?

20.11.2020

Zaman, son yıllarda gerçekten hızla akıp gidiyor mu? ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Bu Akşam Her Şey Büyüyecek

16.11.2020

Bir pazar sabahı koltuğunuza yan uzanmış sehpadan kahvenizi yudumluyorsunuz. Ancak birazdan sıra dışı bir olay gerçekleşecek. Elinizi tekrar fincana uzattığınızda fincanınızın bir tas kadar büyüdüğünü göreceksiniz. Büyük bir şaşkınlıkla elinizi çekip fincana odaklanacaksınız. Şaşkınlığınız her saniye artmaktadır, çünkü fincan her saniye düzenli ...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kadını ve Erkeği Tasarlamak

02.11.2020

Bir erkek için kadın ne kadar caziptir? Aynı şekilde bir kadın için erkek ne kadar caziptir? Her bir soruyu muhatabına sormak daha anlamlıdır. Henüz yaratılmazdan önce erkek-dişi veya kadın ve erkek gibi iki cazip cinsiyet kimin aklına gelebilirdi? Kim bunları tasarlayıp h...


Devamını Gör
Z.ABİDİN TOPRAK

Z.ABİDİN TOPRAK

Kapılardaki Yazı

30.10.2020

Adam hayretler içindeydi. Alacaklı olduğu herkes onar dakika arayla kendisine borcunu ödemeye geliyordu. Borçluların başına saksı mı düşmüştü, yoksa gece hep beraber rüya mı görmüşlerdi?  Hiçbir umudu kalmamışken bir anda iflastan kurtulmuş ve tekrar eski zenginliğine kavuşmuştu. Art...


Devamını Gör